Gaziantep’e ilk geldiğim zamanlarda arkadaşlarla bir kafe de oturuyorken birden ne olduğunu anlayamadığım çığlık gibi bir ses duydum.Sonra da sesin geldiği yöne doğru giden insanlar.Arkadaşım “çok şanslısın bizim meşhur Şam tatlısı satan amcamız gelmiş” diyerek oda bir koşu gidip sıraya girdi.Seyyarda satılan şeyleri yemem ama o tatlı bir muhteşemdi. Meğer o amcada işin ustasıymış. Halen nerede kendisine rastlasam hem o güzel tatlısından tatmak için yanına koşar hem de ilerlemiş yaşına rağmen eve ekmek götürme çabalarına saygı ve minnetle memleket meseleleri sohbetleri yaparım.
Ankara’nın buz gibi kış gecelerinde sessizliğin içinde her akşam duymaya alıştığımız “bozaa” diye dolaşan bir amcamız vardı. İnsanlar canı istemese bile kimsenin başını bile çıkarmaya cesaret edemediği Ankara’nın ayazında rızkının derdindeki amcanın bozasını bitirme telaşına düşerlerdi.Vefat ettiğini öğrendiğimizde çok üzülmüştük.
İstanbul’da engelli bir vatandaşımız evine ekmek götürmek için sattığı tatlı tezgahını almak isteyen kibar! Zabıtalara direnirken kafasına darbe yedi. Allah’tan sosyal medya var da olay bir anda gündeme dahil edildi.Belediye başkanı şahsı arayıp özür diledi,zabıtalar hakkında işlem başlatıldı.Ya basına yansımayanlar?sürekli zabıta şiddetine uğrayan, ekmek tekneleri yerlere saçılan, tehdit edilen, dövülen, rüşvet vermeye zorlanan üç kuruş ekmek derdindeki diğer mağdurlar ne olacak!!
Seyyar satıcıların hem kontrol altında tutulması hem de kazanmaları için hangi belediye onlara yer gösteriyor?
Sadece belediyeye yer kirası vermek zorunluluğu varken zabıtaların bitmek bilmeyen isteklerinden koruyabiliyor?
Suriye’liler her köşe başında istedikleri gibi işyeri açabiliyor , onların ki ekmek parası mücadelesi oluyorken bizim halkımız yıllardır verdiği geçim derdi mücadelesin de ikinci sınıf konumuna düşebiliyor..
Zabıtalar kimden ne gibi emirler alıyorlar ki acımadan insanlar darp edip ekmek teknelerini yerlere saçma hakkını kendini görebiliyor?
Soru: Zabıta kimdir?
Genelde başkanın veya meclis üyelerinin esi dostu akrabalarından oluşan, vasıfsız ama üniforma giyince genel kurmay başkanı olduğunu sanan, sadece fakir fukara gücü yeten bir görevli.Siz başka görevleri olduğunu biliyorsanız bize yazın, öğrenelim..
GÜNÜN SÖZÜ
Fakire yardım eden Tanrıya borç vermiş gibidir.
Alfred de Vigny
TEBESSÜM
Zengin adam ölüm döşeğinde, doktorunu, papazı ve avukatını başucuna toplayıp bir istekte bulunmuş:
‘’300 bin dolarlık bir servetim var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Şimdi size100’er bin dolar vereceğim. Bu paraları ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin.’’
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına kapılıp, diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş:
‘’Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin dolar koydum.’’
Bunun üzerine papazdan da bir itiraf gelmiş:
‘’ Ne yazık ki ben de günah işledim ve paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum. ‘’
Avukat ise onlara gülümsemiş:
‘’Ben sözümü tuttum, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.‘’