Bu türün nereden ve nasıl çıktıkları henüz belli değil.Anavatanları bölgeye göre değişiyor.
Mevsimsel olarak görülüyorlar..Ortaya çıkış zamanları; haziran-temmuz-ağustos ve eylülün ortası.
Görüldükler yerleri; lüks cafe havzaları, AVM’ lerin civarları, ana caddeler,otobanlar ve şehir ana arterleri..
Fiziksel özellikleri; zayıf, sıska,sakallar var-yok arası,bıyıklar belirsiz.Düşük bel pantolonlar.Saçlar ya elektirik çarpmışçasına havada ya da inek yalamış gibi jölelerle yapıştırılmış olarak arkada( jöleli demişken lütfen sarayımızın jölelisiyle karıştırılmasın)
Yaşam şekilleri; Bildiğiniz asalak..
Beslenme şekilleri; Fast food kategorisine giren her türlü yiyecek.Ayrıca pahalı ve marka olması çok çok önemli.
Ortalama ömürleri; 14 lü yaşlarda piyasaya çıkıp 16-17 ler de en tehlikeli hale geliyorlar.
Hangi ırka mensuplar; Gaziantep’in zengin para babalarının oğulları olduklarından kayış dışı olarak geçiyorlar. Çünkü ehliyetleri yok yaş itibarıyla..
Dişilerinin özellikleri; Bol sivilceli suratlar, bol makyajlı gözler,upuzun kaynak saçlar,genelinde görülen diş telleri bu ırkın dişisinin genel özellikleri..
Kullandıkları araçlar; Babalarının ekonomik güçlerine ve hava atma potansiyellerine göre değişkenlik göstermekte. Ama hepsinin ortak özelliği ise reklamlarda dahi görmediğiniz, özel siparişlerle babacıkların getirttiği “benim oğlumun arabası en iyisi” markaları.
Bugünlerde sıkça görülmeyen başlayan canavarcıkları gördüğünüzde sakın dalaşmadan en kenara çekilip yol verin ki malınızda canınızda sizde kalsın.Polis, mobese bunları neden görmüyor? diye veryansın eden sesinizi duyuyorum ama dediğimiz gibi onlar trafikte hayalet gibi geziyorlar,asla yakalanmıyorlar.Çünkü onun babasının çok parası var..Sakın bunlara iyi bir sopa atıp terbiye edeyim diye aklınızdan geçmesin paşa babası avukat ordusuyla sizin üzerinize saldırır.Durduk yere hayatınızı karartmayın.
Bırakınız gezsinler..
Bırakınız geçsinler..
GÜNÜN SÖZÜ
KARGA KEKLİĞİ TAKLİT EDEYİM DERKEN KENDİ YÜRÜYÜŞÜNÜ ŞAŞIRMIŞ.
Türk Atasözü
TEBESSÜM
Evin sonradan görme hanımı, hizmetçisini tembihliyormuş:
– Misafirlerin yanında ne istersem isteyeyim, o şeyden bir tane bile olsa sen; “Hangisini efendim?” diye soracaksın.
Akşam bir karı-koca misafirliğe gelmiş. Önce çaylar içilmiş, sonra evin hanımı hizmetçiye seslenmiş:
– Üşüdüm bana kürkümü getir.
Hizmetçi tam da tembihlediği gibi sormuş:
– Hangisini efendim?
Hanım tarif etmiş ve hizmetçi hanımın kürkünü getirmiş. Daha sonra da hanım ne isterse hizmetçi sormuş; “Hangisini efendim?”. Misafirleri uğurlarken hanım hizmetçiye seslenmiş:
– Çabuk kocamı çağır, konuklar gidiyor.
Hizmetçi her zamanki gibi sormuş:
– Hangisini Efendim?