Ne yazık ki tüm Türkiye olarak kara, kapkara trafik kazalarıyla dolu bir hafta sonu geçirdik. Daha birinin şokunu üzerimizden atamadan bir başka facianın haberiyle sarsıldık. Acımız da öfkemiz de haddinden fazla büyük. Ne acıdır ki çok büyük kayıpların yaşandığı bu kazalarda kimisi annesini, kimisi babasını, eşini, evladını, canını, ciğer paresini saçma sapan ihmaller zincirine kurban verdi. Vefat edenlere rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum.
Tanrıöver ailesi olarak bizde canımızdan bir parçayı İHA muhabiri Umut’ muzu meslektaşı Muhammed Abdülkadir Esen ile birlikte şehit verdik trafik canavarına. Başka bir ile görevi gereği giderken yolda gördükleri kazaya kayıtsız kalamayan, hem görevini icra edip haberini yapmaya çalışıp hem de insanlık vazifesini yerine getirirken genç yaşta canlarından olan iki basın şehidimizi rahmetle anıyoruz.
İnsanlıktan bahsederken hep deriz ya vefa önemlidir diye. Mesleki, kişisel ve dostane ne olursa olsun vefa duygusu da en acılı zamanlarda kendini gösterir. Sözde, sadece klavyelerle değil, özde fiziken yapılanlar değerlidir her zaman.
Gaziantep basınının birbirleriyle olan manidar iletişimini bilmeyen yoktur. Bir cemiyet başkanlığı seçimlerinde tüm ülke gördü ne kadar muhabbetli, canciğer olduğumuzu. Ama bazı özel durumlar vardır ki birlik olmayı, tek yürek olmayı, omuz omuza saf durmayı gerektirir. Bunlardan birisi de ölümdür. Ölüm de her fani için vardır ve kimin kapısını ne zaman çalacağı asla bilinmez. Sözün, küslüğün, kavganın bittiği yerdir. Yüzü soğuktur. Gerçekliğin ta kendisidir. Böyle zamanlarda kendine biçtiğin dünyalık gömleğini çıkarıp tevazuyla insanlık görevini yerine getirmeye çalışırsın.
Görevleri başında şehit olanlar için Valimiz ve Belediye Başkanlarımız tarafından anlamlı bir uğurlama töreni düzenlendi. İlk tören A.Kadir Yüksel Devlet Hastanesinde yoğun bir katılımla gerçekleşti.Vali, Belediye Başkanları ve Milletvekilleri, Yöneticiler törene tam kadro olarak katılıp, yetersiz gelen güneşliklere aldırmadan sıcağın altında saatlerce bekleyip görevleri başında şehit olanların yakınlarının acılarına ortak oldular. Gözyaşlarının sel olduğu kelimelerin kifayetsiz kaldığı o günde gözler tam katılımlı basın ordusunu da aradı. Korkunç kaza da basın camiasından da şehitler olduğundan, az sayıdaki temsilcinin ve birkaç duyarlı gazetecinin dışında basın ağalarını, beylerini, ablalarını nedense göremedik.
Böylesine büyük bir acı da geçerli mazeret ne olabilir, bilemiyoruz. Ama sormadan da edemiyoruz;
Görevlerini icra etmeye giderken insani görevlerini de unutmayıp yardıma koşan ve bu sırada şehit olan sağlıkçılarımızla, itfaiyecilerimize çalıştıkları kurumlarda mesai arkadaşlarıyla ilk vedaları yapılırken neden basın şehidi olan Umut için basın camiasında hiçbir şey yapılmadı?
Mesela şehit basın mensupları için görev yaptıkları kurumun önünde kısa da olsa bir anma merasimi düzenlene bilinirdi.
Gazeteciler Cemiyeti bu misyonu yükleyip meslektaşlarına anlamlı bir veda düzenleyebilirdi. En azından göreve giderken hem işinin gereğini yapıp hem de insani görevini yerine getirirken can veren basın şehitlerimiz bunu hak etmiyor muydu?
Pazar keyfini yaparken klavye başında “acımız büyük…”yiğitliği yapan gazete patronları neredeydiler?
Protokol törenlerinde, yemeklerde en önlerde yer alıp gösterişli fotolar paylaşanlar, iş genç bir gazetecinin uğurlama töreni olunca neden yoklardı?
Hiç değilse uğurlama törenine ya da cenaze namazına tam tekmil katılarak büyüklük, abilik yaparak mesleki vefa gösteremezler miydi? Bunu organize etmek o kadar mı zordu?
Biz birbirimizle didişsek bile acı da tek vücut oluruz mesajları verilemez miydi?
Uğurlama törenine katılmak, şehidin köydeki basın şehidinin uğurlamasına gitmek o kadar mı zor geldi?
Bu vefasızlığa dünden beri isyan eden genç nesil ve onlardan sonraki basın mensuplarına böyle mi örnek olunacaktı?
Bravo size, bravo Gaziantep basını.
Bugün hepsi birbirinin aynı “acımız büyük” haberlerinin inanın şahsım nezdinde hiç anlamı yok. Çünkü samimiyetine inanasım gelmiyor. Sabahtan beri tarafıma atılan, bizde haberini yaptık mesajlarını da önemsemiyorum. Çünkü olmanız gereken yerde ve zamanda yoktunuz. Genç meslektaşlarınız bu gösterdiğiniz yüksek vefa duygunuzdan dolayı sizlere abi ve ablalarına çok sitemliler; bilin istedim.
Merak edenler için söyleyeyim diğer basın şehidimiz Muhammed Esen memleketi Ş. Urfa’ da meslektaşlarının yoğun katılımıyla uğurlanmış.
Nurlar içinde yatın.
GÜNÜN SÖZÜ
Maviye çıkardı çocukluğumuz.
Ne yana dönsek umut, kime tutunsak vefa.
Çaldılar ceplerimizin çocukluğunu...
Attila İlhan