Peygamber Efendimiz (SAV)’e zatın biri utanarak sormuş;”Ya peygamber,ben bütün büyük günahları işliyorum.Ama sonra da pişman oluyorum. Nasıl kurtulurum günah işlemekten?” Muhteşem cevap şudur; SEN YALAN SÖYLEMEYİ TERK ET, YETER!
Çağımız da tıp ilmi ile beraber hastalıklar da artarken, gittikçe yaygınlaşan,hayat kalitemizi etkileyen tedavisi çok zor olan bir hastalığa halen çözüm bulunamıyor;YALANCILIK!
Etrafımızı çevreleyen yalancılar yüzünden hayat kalitemizi düşüren en kötü hissiyat ;GÜVENSİZLİK! Alametleri ise;
Yalancı tebessüm etmez;
Çünkü sürekli söylediği yalanlarını diri tutmak zorunda olduğundan samimiyetini kaybetmiştir.Bu da çok önemli gülümseme mimiklerini öldürmüştür.Zoraki gülümsemesindeki sahtecilik de samimiyetsizliğinden hemen fark edilebilir.
Yalancı gözlere bakamaz;
Gözler insanın en güzel yalan makinesidir çünkü. Yalanı hemen deşifre eder.O yüzdendir ki yalancılar yüz yüze konuşmak yerine telefon gibi,yazışma gibi yolları kullanırlar.Yalanlarını söylerken göz temasından kaçarak başka yönlere bakmayı tercih ederler.
Yalancı çok fazla konuşur, hızlı konuşur;
Kurgusu öyle hazırlanmıştır ki karşıya aktarırken hata yapmamak için seri bir şekilde konuşur.Karşı taraf söze karıştığında senaryo da sapma olabileceği endişesi ile fırsat vermemeye çalışır.
Yalancı septiktir, narsisttir, suçlayıcıdır;
Çevresindeki herkes ona göre düşmanıdır. İş yerindekiler hep onun yerine göz dikmiştir.Ya da muhakkak onu kıskanıyordur.Arkadaşları daima arkasından konuşuyordur.Hatta eşi,çocuğu,ailesi bile ona karşı düşmandır.O yüzden de hep yalnızdır.Kimseyi sevemez,güvenemez.İnsanları zamanla kendisi gibi görmeye başlamıştır artık.
Yalancı kıskançtır;
Kendisine yardım edene, yol gösterene asla tahammülü yoktur.Başarılı insanlar hedef kitlesidir.Akıllı insanları kendisini ele verecekleri korkusu ile yanından hileler ile uzaklaştırmaya çalışır.Tipik bir megalomandır.
Yalancı hep uyanıktır;
Çünkü yalanının deşifre olacağı korkusu ve kurguları unutmamak adına beynini hep diri tutar. Huzursuzdur, tedirgindir, güvensizdir.Yakalanma korkusu ile her zaman bir “B “planı da devrededir.
Yalancı sevgi nedir bilmez;
Hep ben merkezlidir. Zaten yalan hastalığına da kendi dünyasına göre dışlandığı,ötelendiği topluma ya da birilerine bir şeyler ispatlamak için başvurmuştur.Sevginin merhameti doğuracağını bildiğinden kendinden başka kimseleri sevemez.Dünya onun etrafında dönmelidir.Herkes sadece onu saymalıdır.Hayal dünyasının Jul Sezar’ı iken gerçek dünya da o sadece bir Brütüs’tür.
Yalancının en sevdiği silahı iftiradır;
Kendisi için tehlike olarak gördüğü insanlar için korkunç silahı İftirayı devreye sokar.Hedeflerine ulaşmak için zaten kararmış olan kalbi iftiranın bir insanı ne kadar yaralayacağını umursamaz bile.Kurgu gücünün ustalığı ile, düşmanını!iftira ile alt etmeye çalışır.Zaten en başarılı olduğu alan da budur.Güzel bir erdem olan utanma duygusunu zaten çoktan lügatından kaldırmıştır.
Yalancı korkaktır;
Dalavere ve hileler ile elde ettiklerini kaybetme korkusu onu asla rahat bırakmaz.Hata yapmak,deşifre olmak ve elde ettiklerini kaybetmek fobisi ile huzursuzdur.Sürekli gergindir ve öfkesi hazır beklemektedir.Başkasından akıl almayı sevmez. Çünkü onun kurgularla bezenmiş aklı en büyük dostudur. Bir yanı da kaçmaya hazır beklemektedir hep.Çünkü suçlarının er yada geç ortaya çıkacağını bilir.Ve ne acıdır ki yalanlarla elde ettiklerinin tadını da doya doya yaşayamaz.
Kendinin bile bildiği ama itiraf edemediği tek bir doğrusu vardır yalancının. Çünkü o bir akıl hastasıdır.
TEBESSÜM
Adamın sigarası bitmiş. Saat de gecenin 22.00'siymiş. Karısına sigara almaya gideceğini ve birazdan döneceğini söyleyerek, köşedeki bakkalın yolunu tutmuş. Köşeye vardığında bir de bakmış, bakkal kapalı. Bakkalın yanında da bir bar varmış. Adam paralı makinelerin birinden sigara almak ümidiyle bara girmiş. Sigarayı tam alıyormuş ki barda çok güzel bir sarışın görmüş. Adam kadının yanına yaklaşmış, muhabbet etmeye başlamışlar. Bardan çıkıp kadının evine gitmişler. Adam sabah telaşla kalkmış. Kadına biraz un getirmesini söylemiş ve ellerini unlayıp evden telaşla çıkmış. Eve gittiğinde, karısı öfkeyle kapıyı açmış. Adam karısına, "Vallahi sigara almak için çıktım, bakkal kapalıydı. Bara gittim daha sonra barda sarışın bir kadınla tanıştım. Onun evinde sabahladım" demiş. Karısı adama inanmayarak bakmış ve "Bana ellerini göster" demiş. Adam ellerini gösterince kadının tepkisi şöyle olmuş: - Yalancı herif yine yalan söylüyorsun. Bütün gece bowling oynadın değil mi?