Hiç duydunuz bilmem ama son zamanlarda mesleklerle ilgili yeni moda bir tabir var; “YENİ NESİL…”
Sizler için Yeni Nesil meslek nasıl oluyormuş? Araştırdık.
Şöyle ki ;Hızlı,teknolojik,çağa uygun vs..gibi mesleklerdeki yeni formatlar Yeni nesil meslek demek oluyormuş.Avukatlık,diş hekimliği ve pek çok meslekte artık isimlerinin önlerine bu tabiri görmemiz mümkün.
Bütün mesleklerde olurda gazetecilikte de “Yeni Nesil” olmaz mı? Bana göre bazıları piyasalardan çok daha önce başladı yeni nesil gazeteciliğe.Mesela gazeteciliğin baş ilkelerinden olan tarafsızlık,artık yerini yalakalık,yandaş,çıkarcı,beklentisi olanlar a bıraktı.Bundan hiç gocunanda,utanan da görmedim. Bilakis vakar yapanlar bile var.Onlara halk arasında “İşini bilenler” de deniliyor.Sadakatlerinin maddi manevi kaşlıklarını gani gani aldıklarını söylemeye gerek yok,görüyoruz.
Yeni nesil gazetecilerden,arkalarına aldıkları güçle bir zamanlar üç maymunu oynamak zorunda oldukları konulardaki zehirlerini kusma fırsatlarını da yakalama şansını buluyorlar.
Kimisi bayrağımıza salladı.Kimisi İstiklal Marşımıza.Kimisi, Andımıza. Hatta kursağında kalsın, ekmeğini yediği güzelim vatanımıza.
Kocasına utanmadan arkadaşını teklif edeni de gördü bu gözler.Edepsizce hemcinslerine küfür edenleri,yerden yere vuranları da görmek zorunda kaldı.
Baş örtüsünü dinin emri değil de menfaate giden yolda aksesuar olarak görüp boyun şalı ile karıştırarak tesettürlü gibi ortalıkta dalkavukluk yapanlar yine bu dönemde hiç olmadığı kadar arttı.
Ya ”dün dündür bugün bugündür” yada “gelen ağam giden paşam” diyerek geleni övüp,ekmeği daha midesinde olan gidene sövenler. Daha düne kadar Hoca efendilerine methiyeler dizenler,laf edene saldıranlar bugün en ağır yazılarını yine hocaları için yazıyorlar.
Karakteri de, söylemleri de saç rengi gibi anlık değişim gösterenler Yeni nesil gazeteciler yarın yeni gelecek gücü ön sırada ilk karşılayacak olanlardır.
GÜNÜN SÖZÜ
- Cömertlik ve yardım etme konusunda akarsu gibi ol - Şefkat ve merhamette güneş gibi ol - Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol - Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol - Tevazu ve alçak gönüllükte toprak gibi ol - Hoşgörülülükte deniz gibi ol - Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol
TEBESSÜM
“Bir profesör aslanla kuzunun aynı kafeste yaşayabileceğini iddia etmiştir. Ancak etrafındakiler bunun gerçekleşemeyecek bir durum olduğunu söylemiştir.
Profesör ise buna mukabil deneyip olabileceğini iddia etmiştir. Hemen akabinde hayvanat bahçesinde denemelere başlamıştır. İtiraz edenler bir hafta sonra kuzu ile aslanın aynı kafeste olduğunu görmüştür.
Profesöre şaşkınlıkla bunu nasıl başardığını sorduklarında profesör şu cevabı vermiştir:
– Her gün kafese yeni bir kuzu koyuyoruz.”
**
“Adamın biri ineğini çok seviyormuş. İneğini kurtların yememesi için nefesi kuvvetli bir hoca arayışına girmiş ve nihayetinde aradığı hocayı bulmuş.
Hocadan ineğini kurtların yememesi için muska yazmasını istemiş. Muska yazılmış ve ineğin boynuna asılmış. Bu olayın ardından sürüye kurt girmiş ve sadece bu adamın ineğini yemiş. Adam, ineğin muskalı başını kesip hocaya getirmiş. Hocaya:
– Hocam hocam ineği kurt yedi, demiş.
Hoca: – Nasıl olur? demiş, muskayı almış, açıp okumuş ve açıklama yapmış.
– Biz bir yanlışlık yapmışız. Kurdun ağzını bağlayacağımıza arkasını bağlamışız. Kurt senin ineği yedi yemesine ama hiç merak etme, kolay kolay çıkaramaz.”