Neredeyse, insanların ağzına sakız olan, kadına şiddetin nedenleri konuşuladursun, günümüzde artık kadının aynı zamanda itibarsızlaştırılması ve küçültülmesi de yaşanıyor ki..en vahimlerinden biriside budur.Bu itibarsızlaştırma kimlerin eliyle yapılıyor derseniz? Ne yazık ki erkeklerin değil yine kadınların eliyle..
Önceden sarışın kadın, aptal kadındır küçültmesi yapılırken, yenilerde çıkarcı kadın, menfaatçi kadın,haysiyetsiz kadın tiplemeleri yaygınlaştı.Halbuki biz aptala bile razıydık.
AKP Diyarbakır milletvekili Mine Lök, talihsizliğin son ayağı olarak Cumhurbaşkanını “bizim babamızdır” diye nitelemesi ve yağcılığı, Cumhurbaşkanlığı makamının tarafsızlığına da zarar vermiştir.
Zaten uzun dönemdir, sözde okumuş kesim olarak ta nitelediğimiz bir takım bayan gazeteciler ve vekillerin akıllara zarar açıklamaları “ileriye mi gidiyoruz yoksa gerilere mi dönüyoruz” sorularını bizlere sıklıkla sorduruyor; oldukça vahim bir çizgideyiz.
İsmi lazım değil, laleci güzeli bir bayan vekilimiz, daha anlamını bile kavrayamamış olacak ki, kendisinin o koltuğu işgal etmesine sebep rejim hakkında ağzının dolusunca konuşabiliyor. Hatta belki bu dönemde vekillik kapabilirim mantığıyla böğürüyor.
Kadına psikolojik saldırı öyle bir hal aldı ki, TDK gibi önemli bir kurumumuz, çirkin örneklemelerde kadını sıfat olarak kullanmaktan çekinmemekte. Meclis Başkanı Sayın Meral Akşener konunun hassasiyetiyle, kürsüsünden olayı eleştirirken dahi İktidar partisinin bayan vekillerinden beklenen tepki ve destek yine yok.
“Güçlü kadın; hakkını arayan,ayakları üzerinde durabilen kadındır” görüşünün tersine artık güçlü olmak, makam sahibi olmak isteyen kadın, birilerine yaslanmasını bilen, alkışçılığını yapan kadın olmaya başladı ki; yazık ki ne yazık..
Kadın cinayetlerini ve şiddetini, yine meclisteki hem cinslerimiz çözer umudumuzu bitirircesine, AKP Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık, kadın cinayetleriyle ilgili kendilerine sorulan bir soruda “Bizim dönemimizde kadın cinayetlerinin arttığı doğru değildir.Sadece görünülürlüğü artmıştır” diyerek olayı önemsizleştirmesi, ne kadar haklı olduğumuzu bizlere bir kez daha kanıtlamıştır.
Yine bir sözde öğretmen hanımın, kadınların giyimlerine vurgu yaparak ve tamamen ötekileştirme mantığıyla “başınızı örtmüyorsunuz, size tecavüz mubahtır ” ın hiçbir ilmi, tıbbi, mantıki açıklaması yoktur, olamaz da.Sadece mide bulandırır,tiksindirir,nefret ettirir.
Lidere sevginin dozunu bile iğrençleştirerek açıklamak ihtiyacı olanları, buradan anmak dahi istemiyorum.
Kadının günümüzde kazandığı sosyal statünün ve haklarının bu günkü durumunu ise Sayın Cumhurbaşkanımızın söyleriyle taçlandırmak isterim.”KADIN AHLAKLI OLSUN,KÜRTAJ YAPMAK ZORUNDA KALMASI!”
GÜNÜN SÖZÜ
Namus görünmez bir cevherdir. Çok kere ona sahip olmayanlar sahipmiş gibi görünürler.
William Shakespeare
TEBESSÜM
Adam dünyaya dan göçeli dört bin yıl olmuştu. Yapacak işi yoktu ve canı sıkılıyordu. Meleklere gitti, can sıkıntısının üstesinden gelmesi için kendisine öyle bir çırpıda bitmeyecek bir iş vermelerini rica etti.
Melekler, adamın eline bir törpü vererek;
-“Git, Himalâya dağlarını törpüle” dediler.
Sekiz bin yıl geçti. Adam meleklere yine geldi;
-“O iş bitti, ama gene canım sıkılıyor” dedi.
Bu sefer, kendisine bir kaşık uzatıp, Atlas Okyanusunun sularını boşaltmasını önerdiler. Yirmi iki bin yıl sonra adam tekrar karşılarına çıkınca da, yeni bir iş istediğini anladılar;
-“Şimdi de dünyaya gideceksin. Kadınları araştıracaksın. Onların davranışlarını, duygularını ve erkeklerden beklentilerini rapor edip bize sunacaksın” dediler.
Adam, gidiş o gidiş gitti. Milyon seneler geçmesine rağmen hâlâ dönmedi.