Yoksa asıl tehlike google mı?

Merve Tanrıöver
Merve Tanrıöver
Yoksa asıl tehlike google mı?
19-09-2015

Takip ediyorsanız, Bilderberg toplantısının Google temalı olacağının haberleri çıktığından beri benzer bir sürü yorum ve analiz okuyoruz. Google sürekli sizin yaptığınız arama sonuçlarına göre bilgi topluyor.Sizi ve görüşlerinizi çok iyi takip edip, aradığınız bilgileri aklınızı okuyabiliyormuş gibi size sunuyor.Ama küçük bir detayla..Bazı bilgilerde de oynayarak sizi yanlış da yönlendiriyor.

Bu arada arama motoru olarak google tam bir rezalete doğru gidiyor, alternatifi de var , ama ne hikmetse insanlar sürekli google’u kullanıyor arama motoru olarak.

Sözde öğrenciler içinde iyi bir eğitim anlamında kullanılması ne kadar teşvik görse de dünya genelinde milyarlarca öğrenci google’dan sadece ilk sırada çıkan sonuçlardan ödev yapıyor, o kadar.

Sanki google insanoğlunun kollektif hafızası olmak istiyor. Belki 100 sene sonra hiç “basılı eser” kalmasın istiyor birileri, bütün “bilgi” google’da olsun. Dertleri herkes her şeyi google’a sorsun.

Hatta daha yeni olan bir vaka, kalp krizi geçirdiğini anlayan bir genç ambülans arayıp yardım istemek yerine internetten rahatsızlığını sorgulama yaparken can veriyor.Sanki ondan medet umar gibi..Hatta doktora gidip verdiği testlerin sonuçlarını doktora somak yerine googleye soranların kendilerine koydukları teşhisler tam bir komedi.Hatta sonuçlara göre kısa sürede öleceğine inanmış olanlar bile var.Niye?patron öyle söyledi…

Google’da sorguladığınız soruların cevapları da yine kendi bilinmesini istediği cevaplar oluyor fark etmesenizde…

Bütün kişisel bilgileriniz onda olduğu için size “duymak istediğiniz” cevabı veriyor ürkütmeden.

Tıpkı bir büyücü, insanı sömürmek isteyen şarlatan bir “ruhçu” gibi. Veya ilaç sektörünün kölesi bir psikiyatrist gibi.

İnsanların, algoritmasının başka bir devletin elinde olan bir “bilgisayar programına” bağımlı olmasının korkutuculuğunu , yıllardır söyler dururuz benim gibi rahatsızlık duyanlar. Neyse ki artık  insanlar kendilerine kolay ve cazip gelen bu suni dünyanın gerçek yüzünü artık yavaş yavaş görmeye başladı Öyle ki teknoloji tutkunu batı dahi sakıncaları dillendirilmeye başlanmış. Artık bize “abartıyorsun” demeden önce insanlar iki dakika düşünür.

Hiç düşündünüz mü?neden 2000 yılların başında milyonlarca insan birdenbire, büyülenmişcesine google’a geçti? Bu nasıl bir dürtü idi?

Süratle büyülemelerini reklam gelirlerine bağlı olduğunu söyleseler de sorarım sizlere, hayatınız da kaç kere google reklamı tıkladınız, ya da çevrenizde düzenli olarak bunu yapan var mı?

Çünkü asıl görevleri insanları bilgileriyle depolayıp kontrol altına almak,beynine kadar girebilmek ve gerektiğinde de kullanmak..Güvenilir olduklarını kim iddia edebilir..

Batı medyasında futuristik bir sürü tabir dönüp dolaşıyor, google’un bir müddet sonra “yapay zeka” ile birleşip bir “siber-varlık” haline dönüşüp aynı zamanda insanlara “danışmanlık” yapacağınız söyleyenler var.

Afaki gelebilir size bu tabir ama insanlık bu yönde ilerliyor, zaten “google’a sormak” tabiri çoktan dünya dillerine girdi bile.

Bugün size danışmanlık yapan yarın sizin “veli” de olur.

Size bir süre veli olan yarın öbür gün size ilahlık da taslar.

Ama sevindiğim bazı şeylerde var ki bendenizin kullandığı bazı ekzantirik kelimeler,deyimler google de ne kadar sorgulasanız da bulamıyorsunuz.Demek ki halen beni ve ne aradığımı tam anlamıyla çözememiş.Zaten bazen kasıtlı olarak sorguladığım konular ve kelimeler için “arama sonucu bulunamadı” ibaresini görmek beni çok keyiflendiriyor.Yaaa..yok öyle her şeyi ben bilirimler,insanların kafalarını karıştırılabilirimler…

“Seyr-ü sülük” cümlesinin de google imaj’da kaydı yok mesela..

GÜNÜN SÖZÜ

Bilemezsi kim dost kim düşman.Bazen tuttuğun eldir seni arkandan vuran..

TEBESSÜM

Türk kafile  bir uçakta yurt dışına gidiyormuş. Pilot aniden hostesleri çağırmış ve demiş ki:
“Uçak düşmek üzere. tüm yolculara atlamalarını söyleyin.
Şu anda deniz üzerindeyiz ve denize çok yakın uçuyorum, atlarlarsa kurtulma şansları var ama  atlamazlarsa herkes ölecek!!!”
Tabii böyle bir şeyi insanlara yaptırmak çok zor. Hosteslerden en akıllısı düşünmüş taşınmış,herkese uygun bir dille anlatılırsa uçaktan atlamaları sağlanır diye karar vermiş ve ilk olarak Amerikalı kafilenin yanına
gitmiş:
“Sayın yolcularımız; üzerinde bulunduğumuz alan Japonların araştırma laboratuarlarıyla kaplı. Eğer oraya ulaşırsanız tüm Japon teknolojisi sırlarını kaparsınız!” Bütün Amerikalılar koşarak çıkışa gitmiş ve atlamış;
Sonra hostes İngilizlere yönelmiş:
“Sayın yolcularımız şu anda dünyanın en geniş ve verimli
sömürgeleri üzerindeyiz; eğer hemen el koyarsanız sonsuza dek sizin olurlar!” Bütün  İngilizler hevesle atlamış;
Sıra Fransızlara gelmiş.  hostes: “Bayanlar baylar,affedersiniz rahatsız  ediyorum; fakat rica etsem uçaktan atlar misiniz? şimdiden teşekkür ederim” demiş
Fransızlar: “tabi, mersi!” demiş ve sırayla atlamışlar.
Hostes bu kez Almanlara yönelmiş:
“Laaaan! atlayın çabuk aşağı!” diye bağırmış Alman kafile”heil” demiş ve atlamış.
Veee sıra gelmiş Türklere. Hostes yandan yan dan gülümseyerek ve koltuğa hafif dayanarak şöyle demiş:
“Siz var ya siz… buradan hayatta atlayamazsınız!!!!!!”

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?