Atamın bu çok manidar temennisinin bu günlerde daha bir anlam kazanacağı hiç aklımıza gelmezdi.
Vakit gittikçe daralıyor. Çeçenistan’dan Bosna’dan, Pakistan’dan, Mısır’dan için savaşmak üzere Suriye’ye insanlar gitmeye başlıyor. Rusya’nın sivillere yönelik hava saldırılarının artması bardağı taşıran son damlalar oldu.
Diğer bir cep he de batıdan gelenler, ABD ve Rusya yandaşları ayrı ayrı cepheler oluşturmak ve kaynak elde etmek amacıyla bölgemize akın ediyorlar.
Tüm stratejistler dört gözle kilit nokta olarak Suriye’ye girmemizi bekliyor. ABD şuan oyun kuruyor. Bir yandan PYD’ yi beslerken diğer yandan da Rusya’yı yakından izliyor. İran zaten kendisine yapılan tüm oyunları yuttu. Ruslar da bu işten çok memnun. Bu bölgedeki en büyük destekçisi İran ileriki zamanlarda çok işine yarayacak. Türkiye eğer Suriye’ye girerse ki gidişat onu gösteriyor, Irak’a da girmek zorunda kalır. Çünkü PYD bizi oraya doğru çeker. Irak’a girerse de İran ile karşılaşır. İran’da hevesine yenik düşerek Türkiye’ye karşılık verirse kendi ipini çekmiş olur. Çünkü 30 yıldır ambargolar ve zulüm altında perişan olan halk eski kralcılarında desteği ile devrimcilere karşı çıkmaya dünden razı. Zaten bu çokta bilinmez ama İran’da çok fazla Türk nüfusu yaşamakta. Eğer İran sözde dostu Rusya’ nın tahrikleri ile Türkiye’ye savaş açmaya cesaret ederse sınırlarında çok fazla cephe açılmasına neden olur.
Irak Suriye Lübnan Yemen Bahreyn çok cephede savaşıyor ama biz göremiyoruz. İran işi bize ihale edilmişe benziyor. ABD öyle ya da böyle Irak yenilgisini İran’a bağlıyor ve Irak şuan İran’ın kolonisi oldu. Bölgedeki gelişmelere birde bu açıdan bakmamız gerekir. ABD ekonomisi ve itibarı Irak yenilgisi nedeniyle iflas etti. İntikamını almak veya aldırtmak istiyor.
Mahallenin bir köpeği vardır ve herkes bu köpeği sever, besler. Fakat mahallede biri köpekten korkuyor köpeği kovalar gitsin diye. Mahalleli önce adama kızar köpeği rahat bıraksın diye. Sonra adamın aklına bir fikir gelir ve köpek kuduz diye iftira atar. Köpeği sevimli bulan hatta yemek verenler bile köpeği taşlayarak öldürürler. İran’da aslın da tam bu örneğe uyuyor. ABD Irak’a yalan dolan ile girmişti. Yarın bir gün Kuveyt’ten den de kovuma ihtimali var. iş bu sebeple İran’ın kuduz gösterilmesi ve mahalleliye öldürtülmesi planlanıyor. İran konuyu çözebilecek mi? Yoksa Saddam gibi her yere saldıracak mı? Yıllardır İran’a yapılacak operasyon konusunda Türkiye’yi ikna edemediler. Ama şimdi İran bu göreve hevesli görünüyor.
Amaç; kimin kiminle ve hangi sebeple olması önemli değil! Yeter ki yüzyıllardır gözlerinin olduğu bu topraklarda kanlı savaş çıksın. Ölen ölür, kalan sağlar köle olur mantığı ile batı cebini doldursun.
GÜNÜN SÖZÜ!
“Günün adamı olmaya çalışma, hakikatın adamı olmaya çalış; çünkü gün değişir ama hakikat değişmez.”
TEBESSÜM
Ormanda dolaşan 2 avcıdan biri birden bire yere düşer. Arkadaşı, düşen adamın nefes almadığını ve gözlerinin ferinin söndüğünü görür.
Bunun üzerine telefonla acil yardımı arar. “Arkadaşım öldü, ne yapabilirim” diye sorar.
Telefondaki ses yanıtlar: “Sakin olun. Size yardım edebilirim. Ama önce arkadaşınızın ölüp ölmediğinden emin olalım.”
Telefonda bir süre sessizlik olur ve bir silah sesi işitilir.
Avcı telefonu tekrar eline alır ve şöyle der: “Evet, tamam. Şimdi ne yapacağım?