Vicdansızlığı, yüreksizliği kanıksamış durumdayız!
Sürekli çevremizdekileri eleştirmekten, yargılamaktan aynayı kendimize tutmayı unutmuş durumdayız.Oysa bugün şikayet ettiğimiz ne varsa buna sebebiyet veren,çanak tutan,at gözlüğüyle dolaşan ve sessiz kalarak suça ortaklık yapan yine bizleriz.
Acıma hissiyatımız törpülenmiş, sevgi, şefkat, merhamet duygularımız zayıflamış ve neredeyse bitmiş bir cesede dönüşmüş durumdayız. Hepimiz bir şekilde bu garabetten nasibimizi almış ve bunun farkında olmayacak kadar da gaflet uykusundayız.
Vicdan ve merhameti aradan çıkardığınız vakit ise ortaya sadece ezen, yok sayan, bencil, anarşist bir canavar çıkar ki bunun adı da güya realizmdir! Ve sonucu da kaybeden toplum, yüreğini silen insanlıktır.
Dolar kurundaki artışı bahane ederek vatandaşı zor durumda bırakanlar,felaketi fırsata çevirerek insanların canını yakanlar mı dersiniz..
Gece yarısı bankadan ucuz döviz çekerek kendisini uyanık zannedip paracıklarına para katmanın sarhoşluğuyla uğrattığı zararı görmezden gelenler mi dersiniz..
Masum hayvancıklara işkence edip,diri diri derisini soyanlar,eziyetin en zalimcesini yapanlar, arabalarının arkasında koşturanlar mı dersiniz..
Karısını,sevgilisini,kızını acımasızca katledip adına namus kılıfı uydurarak adammış gibi dolaşanlar mı dersiniz..
Korumasız masum yavrucaklara taciz, tecavüz dibi iğrençlikleri reva görüp geleceklerini karartan ve halen cezasını bulamadan ortalıkta insan görünümüyle dolaşanlar mı dersiniz…
Vatandaşın dişinden tırnağından arttırdığı iki üç kuruşunu karşılıksız vaatlerle,yalanlarla acımasızca dolandırıp yurt dışlarında arsızca yiyerek cezasız kalabileceklerini zannedenler mi dersiniz..
Şehitlerin kanıyla destanlar yazılarak kazanılmış güzel vatanı menfaati için satmak uğruna ihanetin her türlüsünü yapabilen,doğup büyüdüğü topraklara ekmeğini yediği ülkesini hiçe sayan vatan hainlerini mi dersiniz..
Darbelerle, illegal yollarla hükümranlığını kurup kendi iradesinde insanları köleleştirebileceğini zannederek güç tutulmasına kapılan insanlıklarını kaybetmiş mahlukata dönüşenler mi dersiniz…
GÜNÜN SÖZÜ
Bu halimizle hepimiz acınmaya layıkız; ama kendi kendimize acımalıyız. Başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki, ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkasını bu kadar zavallı görmeye hakkımız yoktur.
Sabahaddin Ali
TEBESSÜM
İş adamı tıraş olurken bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir. Derken, kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk görürler.
Berber, iş adamının kulağına fısıldar; “Bu çocuk var ya,dünyanın en aptal çocuklarından biridir! Bak; dikkat et şimdi.”
Berber çocuğa seslenir: “Ali, buraya gel!”.
Bunun üzerine çocuk sakince dükkana girer ve yüzündeki aptalca sırıtmayla berberi selamlar. Berber iş adamının kulağına sessizce, “bak şimdi” diye fısıldar ve bir elinde beş yüz bin, diğer elinde beş milyonluk bir banknot olduğu halde çocuğa sorar: “Hangisini istiyorsan alabilirsin?”
Çocuk dalgın dalgın bir beş yüz bine bir de beş milyona bakar ve sonunda beş yüz binlik banknotu hızlıca çekerek berberin elinden alır. Berber iş adamına döner ve gülerek: “Gördün mü? Sana söylemiştim.” der.
Tıraş bitince işadamı sokağa çıkar ve az ileride kendi kendine oynayan Ali’yi görür. Yanına giderek, neden beş milyonluk değil de, beş yüz binlik banknotu aldığını sorar. Çocuk hiç de aptalca olmayan bir sırıtmayla yanıt verir :
-Eğer beş milyonluğu alırsam oyun biter!
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?