“Girdim ilim meclisine, eyledim kıldım talep
Dediler ilim geride, illa edep illa edep...”
Orta okul birinci sınıfta iken,Rus edebiyatından Boris Pasternak'ın “Doktor Jivago “adlı eserini okuduğumda başta öğretmenlerim dahil kimse inanamamıştı.O yaşta bir çocuk için dili ağır, konusu ağır bu eseri üstelik kısa bir sürede okuyup etkilendiğini söylemesi inanılır gibi değildi.Neden öylesine ağır bir kitabı okuduğumu bende bilmiyorum.Çünkü çocukların her önüne gelen kitabı değil,yaşına eğitimine,zeka yapına…uygun olanları okuyup,kendine bir şeyler katabilmektir.Kitap beni o kadar çok etkilemişti ki sonradan para biriktirip satın dahi almıştım.Halen kütüphanemde de durur.Babamın paniği ise yaşımdan oldukça büyük bir eseri kütüphaneden alırken oradaki memurun müdahale etmeyip,dikkat etmemiş olmasıydı.Ondan sonra okuduğum “Sofinin Dünyası” adlı ilk felsefi kitabımı babamdan gizlemiştim.
İlkokul dönemlerinde bizlere zorlama ile okutulan Ömer Seyfettin’in o küçücük beyinlerimizde yarattığı zararları ancak yıllar sonra anlayabildik.Kardeşe iftira atıp ölümüne neden olan “Kaşağı”,eve gönderilen kesik kafayı anlatan “Bomba”,vapurda bir kuşun kafasını sıkarak öldüren çocuğu anlatan “ilk cinayet”….zorlama ile bizim nesle okutulan meşhur eserlerden bazılar..
Ankara’nın meşhur milli kütüphanesinden en çok kitap okuyan çocukların listesi her ay çıkarılır,okullarına bildirilirdi.Milli eğitim tarafından da birinci olanlar yine bir kitapla ödüllendirilirdi.Ama ne şimdiki gibi bu çocuklar basına reklam edilir,ne de bu kadar abartılırdı.Çünkü okumak gelişim açısından olmazsa olmazların başında gelirdi.
Son günlerde çok kitap okuyan bir çocuğumuz kanal kanal dolaşıp reklam ediliyor.Show yaptırılıyor.Abartı o kadar yükseklere ulaştı ki çocuk sanki kendini uzaylı gibi hissetmeye başlayacak.Takip ediyorum, çocuğu inceliyorum yaşından çok büyük davranıyor; asıl okumakla alması gereken değerleri alamamış,sindirememiş gibi görünüyor.Çok okumak aşırı ego,kibir,ukalalık vermez.Hele de öylesinde küçük bir yaşta.Aksine tevazu,aydınlanma ve kafayı daha iyi çalıştırma…gibi etkiler kazandırması beklenmektedir.Her önüne gelen kitabı okumak ise en büyük hatalardandır. Küçükler için olduğu kadar büyükleri için de söz konusudur.Bu yüzden de kontrollü bir eğitim en önemlisidir.Bunların etkileri de zaman içinde görülmeye başlar.
Bu çocuğumuzu günümüzde hasret kaldığımız “kitap okuyan çocuk” örnek modeli diye izlerken, bizlerde hayranlık uyandırmasını beklerken, üzüntüyle görüyoruz ki kanal kanal dolaşan çocuğumuzun şimdilik tek kazancı yüksek ego,bilmiş bilmiş konuşmak veee ANNESİNİ AZARLAMAK..
Biz susalım ve bundan sonrasını eğitimcilerimize ve psikologlarımıza bırakalım…
Önce EĞİTİM sonra ÖĞRETİM..gerisi zaten su akar yatağını bulur…
GÜNÜN SÖZÜ
“Çocuklar okulda önce arzularına gem vurmayı öğrenmelidir; bunun ardından cesaret geliştirilmeli ve son olarak da akıl bilgelik edinmelidir.”
Sofinin Dünyasından…
TEBESSÜM
Çok eskiden bir adamın, haylaz ve yaramaz bir oğlu varmış. Adam, çocuğunun her yaramazlığı sonunda; ''Oğlum sen adam olamazsın!'' dermiş.
Babasının bu sözü oğlunun çok zoruna gidermiş ve üzülürmüş. Aralarında çıkan bir tartışmadan sonra, bizim haylaz oğlan babasına saygısızlık yapmış. Ve almış başını İstanbul'a gitmiş. Çalışıp, çabalamış. Çeşitli okulları bitirip, bir sürü imtihana girmiş. Sonunda kendi şehrine vali olmuş.
Daha koltuğuna oturur oturmaz; ''Gidin, filan köyde şu isimde biri var, çabuk onu huzuruma getirin.'' diye emir vermiş.
Valinin adamları gidip, söylenen köydeki ihtiyar Ahmet efendiyi bulmuşlar. ''Seni Vali huzuruna çağırıyor.'' diyerek, adamı apar topar valinin karşısına çıkarmışlar. Koltuğuna iyice yaslanıp sigarasını tüttüren vali, yani bizim haylaz oğlan sormuş;
- ''Ben kimim? Beni tanıdın mı?''
Yaşlı adam büyük bir korku içinde imiş. Oğlunu tanıyamamış.
- ''Siz vali efendimizsiniz.'' demiş.
Vali, intikamını almış olmanın gururu içinde,
- ''Ben senin oğlunum!'' demiş. ''Hani sen bana iki sözünün birinde, adam olamazsın, derdin. Bak işte adam oldum, hatta vali bile oldum.''
Adamcağız meseleyi hemen anlamış;
- ''Beni ayağına bunu söylemek için mi çağırdın? Ben sana vali olamazsın değil, adam olamazsın demiştim. Yaşlı insanları ayağına çağırmakla ve onların yanında saygısızca sigara içmekle, insanları küçük görmekle adam olamayacağını gösterdin.''
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?