Geçtiğimiz ay ÖSYM 2024 Üniversite sonuçlarını açıkladı. Kimisi sevindi kimisi istediği puanı
alamayarak mezuna kaldı. Tercih yapanları şimdi tercih stresi sardı acaba hangi bölümü yazsam daha
rahat iş bulurum korkusu her bir öğrencinin kafasının bir köşesinde duruyordur. Benim aklımdaysa
caba Türkiye’de üniversite okumak 4 yıl vakit kaybı mı? sorusu var uzun zamandır. Her ile bir üniversite
politikası ile üniversitelerde arz talep dengesi bozuldu kalite azaldı. Nihayetinde işsiz kalma korkusu ile
kamuya atanma imkânı az olan özel sektörde ise asgari ücret düzeylerinde maaşlarla çalışmak
istemeyen adaylar tercih yapmamaya başladı. Birçok bölümde kontenjanlar boş kalmaya başladı.
Üniversiteye gidip mezun olan öğrenciler ise işsiz kalmaya başladı. Diplomalı işsizler dediğimiz kavram
ortaya çıktı. Her iş her emek kıymetlidir ama üzücü olan 4 yıl üniversite okuyan bu memleketin pırlanta
gibi evlatlarının mesleklerinin dışında alışveriş merkezlerinde ve marketlerde asgari ücret düzeyinde
maaşla çalışmaya mahkûm kalması.
1990’lı yılları hatırlıyorum, o zamanlar üniversite sayısı şimdiki gibi değildi, üniversiteler daha
nitelikliydi, üniversiteyi kazanmak çok zordu, hatta Matematik bölümü neredeyse Tıp Fakültesi ile aynı
puandı. Öğretmenlik bölümleri çok popülerdi ve itibarlıydı. Popülist yaklaşımlarla 81 ile üniversite
açılması çok düşük netlerle bazı bölümlerin kazanılmasına neden oldu, üniversitelerde kaliteyi
düşürdü. YÖK’ün sitesinden baktım 1-2 Matematik neti yapan bir öğrencinin üniversiteye girebildiğini
gördüğümde çok şaşırdım ve üzüldüm. Artık sadece 1 fizik neti ile mühendislik bölümleri
kazanılabiliyor. Üniversitelerdeki bölümler arasındaki makas o kadar arttı ki bir üniversitenin elektrik
elektronik bölümünü kazanmak için ilk bine girmek gerekiyorken başka bir üniversitenin aynı
bölümünü kazanmak için bir milyonuncu olmak yeterli olabiliyor. Olayın başka bir boyutu da fizik,
matematik yapmadan mühendislik fakültesinde okunabilmesi. Hadi bir şekilde okulu bitirdi diyelim
matematik bilmeyen, analitik düşünmeyen mühendis mi olur? 1,5 matematik neti ile matematik
bölümü kazanan bir öğrenci nasıl geleceğin teminatı öğrencilere matematik öğretir? Bir zincirin halkası
gibi birbirine bağlı olaylar silsilesi. Matematik bilmeyen öğretmen matematik bilmeyen analitik
düşünemeyen nesillerin yetişmesine enden olur. Yine fizik bilmeden mühendislik bitiren bir
mühendisin yaptığı inşaata nasıl güveneceğiz. Eğitim sistemimizde ana okulundan üniversiteye nereye
baksak bir sorun ve tutarsızlık var. Bakanlar değişiyor ama eğitim sistemimiz bir türlü istenilen düzeye
gelemiyor. Türkiye’de 18-24 yaş arasındaki gençlerin %67,1’i eğitimde değil. Bu yaş grubundaki her üç
gençten birisi ne eğitimde ne de istihdamda yani istihdamda olmadığı halde iş aramıyor. Türkiye genç
işsizler oranına baktığımızda OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer alıyor. Üniversitelerimiz ne yapıyor
peki? Üniversitelerimiz maalesef ki düşük netlerle kazanılan, bilimsel çalışmaların yeterli olmadığı
yerler haine dönmüş durumda. YÖK sınav sistemi ile uğraşacağına üniversitelerimizde nasıl daha
kaliteli eğitim verilir, dünyanın önemli üniversiteleri arasına neden ülkemizden hiçbir üniversite
giremiyor? Üniversitelerimiz bunlara kafa yormalıdır. Çocuklarımızı düşük profilli öğretmenlere,
yaşadığımız binaları yapan mühendis ve mimarlara canımızı nasıl güveneceğiz? Nicelikten çok nitelik
önemliyken maalesef bizim sistemimiz niteliği değil niceliği ön plana almış. 2000 yılında 77 olan
üniversite sayısı günümüzde 200’ü geçmiştir. Yeni üniversiteler tabi ki açılasın ama bununla birlikte
kalite artsın yeni iş sahaları da açılsın, mezunlar kendi mesleklerini icra etsinler.
Peki 4 yıl üniversite okumak gerçekten de zaman kaybı mı? Tabi ki birçok üniversite ve bölüm için
bunu söylemek mümkün değil ama sırf üniversite okumuş olmak içinde istenilmeyen, iş imkânı az olan
bölümlere gidilmenin de doğru olmadığını düşünmekteyim. Ana sınıfından üniversiteye kadar eğitim
sistemimizin gözden geçirilmesi aksayan yönlerin düzeltilmesi için çalışma başlatılması yetkililerin
birincil görevleri arasındadır. 1 net ile üniversite kazandıran sistem sürdürülebilir değil…