Bundan 5 yıl önce gençler arasında artmaya başlayan intihar silsilesi ile ilgili bir köşe yazmak durumunda kalmış ve toplumsal tehlikeye dikkat çekmek istemiştim.Bununla ilgili olarak ta medyanın bu tür haberleri afişe ederek özendirici pozisyona girdiğine dikkat çekmek istemiş tarihten de bir örnek göstermiştim.
Dün gençler yaşadıkları sıkıntılar yüzünden intihar etmeye başlamışken bugün aileler yaşamlarına son vermeye başladılar.
Son yıllarda yaşanılan sıkıntıların çıkar yolu olarak toplu intiharların ardı ardına yaşanması korkutucu tabloyu gözler önüne sermeye başladı. İnsanların sıkıntıların dindirmek için ölümü seçmeleri ne kadar yanlışsa beraberlerinde aile fertlerini buna zorlamaları da bir o kadar korkutucu. Kim olursa olsun yaşam insanların yaşam hakkı başkalarının tekelinde olamaz.
Toplu olarak intihara gitmek psikolojik rahatsızlıkların tedavisinin reddi ve en kötüsü de bu tip haberlerin sosyal medya da haberlerde sürekli olarak yer alıp özendirici etkisi yaratması,önlemez bir toplumsal facia ile karşı karşıya olduğumuzun göstergesi.
Biran önce tedbir alınmazsa ileriki günler için durumlar çok daha vahim olabilir.
GENÇ WERTHER’İN ACILARI
“Genç Werther’in Acıları” Alman yazar Goethe’nin 25 yaşındayken yazmış olduğu,Werther adındaki genç bir ilk bakışta sıradan bir umutsuz hukuk stajyerinin, diğer taraftan nişanlı bir bayan olan Lotte ile intiharına kadar kurmuş olduğu ıztırap dolu münasebetini konu alan mektup tarzındaki romanının ismidir.
Büyük kentin yarattığı ruhsal çöküntüden doğaya kaçarak Wahlheim’e yerleşen aydın bir gençtir Werther. Orada tanıştığı soylu bir ailenin güzel kızı Lotte’ ye aşık olur. Lotte de kayıtsız değildir bu aşka ama Albert’le nişanlıdır ve verilen sözler, ahlaki değerler önemlidir. Lotte, Albert ile evlenir. Werther ise bir aile dostu olarak yer alır yanlarında. Ne var ki aşk ve dostluk arasındaki sınır çizgisi zayıftır. Sınırı geçmekten korkan Lotte, bir daha görüşmemeleri gerektiğini bildirir genç adama. Werther’in bu acıya dayanması ise imkânsızdır. Lotte’ye bir mektup yazar; “Bak Lotte! bana ölümün sarhoşluğunu tarttıracak olan o soğuk ve korkunç kadehi elime alıyorum. Onu bana sen uzatıyorsun, ben de alırken hiç duraksamıyorum. Hayatımın bütün istekleri ve ümitleri yerine geldi. Ölümün çelikten kapısını vurmak öylesine titretici ve çetin ki” diyen Werther, “Silahlar dolu. Saat on ikiyi vuruyor. Alınyazısı bu, önüne geçilmez. Lotte! Elveda Lotte! Elveda” sözleriyle mektubuna ve yaşamına son verir.
İlk bakışta umutsuz bir aşkı anlatan sıradan öyküsü olan alelade bir kitaptır “Genç Wertherin Acıları”.Ona özellik ve önem katansa o dönemde zaten kimlik karmaşası yaşayan ve kitabı okuyan birçok gencin tipik sarı-mavi karışımı Werther kıyafeti içerisinde dolaşıp intihara kalkışarak, bu girişimi tekrarlamış olması yatmıştır.Öyle ki intihar vakalarındaki artış kilisenin de dikkatini çekmiş,sert tepki vermesine neden olmuştur. Hatta kilisenin beyan ettiği tahmin edilen intihar sayısı o kadar yüksek olmuştur ki bu tür intihar girişimlerinin olup olmadığının bugün hala bilinmediği bir sürece girilmiştir. Bununla birlikte bazı bölgelerde kitap yasaklanmıştır..
Son günlerde internette veda sözcükleri yazıp hatta intihar şeklini bile belirten gençlerimizin sayısı ne yazık ki artmaya başladı. Söylemeye dilim varmıyor ama bunu bir marifetmiş gibi özendirip gençlerin genç yaşta hayata veda etmelerine sebep olan etkenleri artık ciddi bir şekilde masaya yatırılması gerekmektedir.
TV’ lerde denetimsizce oynatılan sözde gençlik dizlerine ve kontrolsüzce başına oturan genci hapis alan internete gerçek anlamda bir yasal düzenleme gelmelidir.
Masum çocuk oyunlarında çizgi filmlerinde dahi kahramanlardan birisi muhakkak intihar etmektedir.
Lütfen çok geç olmadan artık geleceğimize evlatlarımıza sahip çıkalım…
GÜNÜN SÖZÜ
Ruh ihtiyar doğar fakat gençleşir; hayatın da komedisi bu. Vücut da genç doğar gitgide ihtiyarlar.Bu da hayatın trajedisi.
OSCAR WİLDE
TEBESSÜM
Bir gün Kayserililer ile Lazlar savaş yapıyorlarmış.Kayserililerin aklına bir fikir gelmiş.Demişler ki;
Bu Lazların hemen hemen yarısı Temel, diğer yarısı da Dursun ‘dur .Ve daha sonra savaşın ortasında bağırmaya başlamışlar:
-Temel! Temel!!!
Lazlardaki Temeller kafalarını kaldırmışlar ve vurulmuşlar.
Daha sonra Kayserililer :
-Dursun! Dursun!!!!
Diye bağırmışlar. Dursunlar da kafalarını kaldırmışlar ve vurulmuşlar.Lazlardan çok az kişi kalmış ve onlarında aklına bir fikir gelmiş.Ve:
-Yerde para buldum bu kimin?diye bağırmışlar. Bütün Kayserililer kafalarını kaldırmışlar ve vurulmuşlar.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?