İletişim çağının kırmızı halıdaki halini doruklarda yaşadığımız zamansız zamanlardan geçiyoruz.
Son çıkarılan ve büyük bir kısmi çoğunluğu geçen sosyal medya kanunlarının kime ve neye göre getirildiğine bakmak istedim.
Tarihte yasakların bile yasak olduğu zamanlar olmuş ve o zamanlarda insanlar irade ile yasakları kaldırmak için daha da bir güç gösterileri sergilemiş.
Yasaklı toplum münasebetlerinin insanları yorduğu ve çirkinleştirdiği sonuçta da zamanla mantık ve sağduyuyu yitirdikleri gözlemlenmiş...
Yasakların nereye kadar cüret edildiğide çok önemli tabi....
Toplumun bir kısmının vicdanına, görüşüne,
alışkanlıklarına yaşam tarzlarına zarar verecek
yasaklar ortak bir paydada oluşturulmalı.
Neden???
Çünkü toplumun her kesiminin düşüncesine özen göstermek,
zevklerine tarzlarına özenli olmak,kuralları özenle tanımlayıp uymalarını özenle benimsemek gibi konuşmaya iletişmeye paylaşmaya yönelik gelişmiş yetilerimiz ve haklarımız olmalı!!!
Konuşamaz isek,eleştiremez isek,mukayese edemez isek,yani iletişemez isekkkk...
Neye benzer bu! hergün aynı pencereden aynı manzaraya bakmaya,her gün aynı bulgur pilavını kaşıklamaya,çay ekmeğe talime döner bu iş ki,ne olur sonunda???
Meraklar oluşur ve artar,o meraklar yasaklar ikilemi insanları farklı yollara evirir neden niçin ufuklarında yelken açtırır.
Herşeyi yasaklayan kişi bazı şeylerden korkuyordur demişler...
Susturulmaya bastırılmaya düşündürmemeye maruz bırakılan toplumların birgün geldiğinde neler olduğu gerçeğini tarihte yaşanmışlıklardan biliyoruz...
Yasağın bile edebi ile konduğu,bütüne birliğe hizmet ettiği,toplumun her kesimine fayda ettiği aydınlık yasaklara selam olsun...
Velhasıl kelam;
Hafif acılar konuşabilir ama, derin acılar dilsizdir.
Konusmak için sadece zamanını bekler.
O zamanda gelecektir birgün...
#Heyhattyazıları
#DilekSarıfakıoğlu
