Son zamanlarda tarafımıza avukatlığa ilgi duyan çok sayıda genç kardeşimiz ulaştı ve meslekle ilgili merak ettikleri birçok soruyu ve ilgilerini aktardılar. Gerçekten de güzel bir mesleğimiz var. Mesleğimize sahip çıkıp en iyi şekilde temsil etmek de asli vazifemiz. Mesleğe ve daha genel anlamda hukukçuluğa olan ilgi de hatırı sayılır. Böyle olunca birkaç hususu aktarmamız faydalı olacak. İstifade eden olursa ne mutlu bize!
Avukatlık Mesleği Yemin Edilerek Başlayan Köklü ve Onurlu Bir Meslektir
Yargıda üç temel ayaktan birisi olan “Avukat” ı her zaman vatandaşın yargıdaki temsilcisi/vekili olarak görmek gerekir. Çünkü avukat vatandaş adına hareket eder. Haklarını savunur. Adil yargılamanın süreç içerisindeki kontrolünü sağlar ve hatta gerekirse savaşını verir. Avukat sayesinde yargı daha hızlı ilerler. Hâkimlerin de çoğu zaman işini kolaylaştıran kapı avukattır. Tersi durumda vatandaşın da işini kolaylaştıran yine avukattır.
Biraz örnek vereyim. Sonuna kadar haklı olduğunuz bir dava var diyelim. Herhangi bir sebepten ötürü avukat ile kendinizi temsil etmediğinizi varsayalım. Davanın haklılığına girilmeden önce mahkeme tarafından ilk olarak incelenen usul kuralları vardır. Bu işin eğitimini almayan vatandaşımız usul kurallarının tümünü atlayarak açtığı davayı bir bakıyor ki kaybediyor. Sonra kaybedilen dava sebebiyle bir de yargılama giderlerine maruz kalıyor. Yetmiyor haklı davasında hakkını da öldürmüş oluyor. Her işin ehline teslim edilmesi çok çok önemli. İşte burada karşımıza avukat çıkıyor. Bizim Antep’te yaygın bir deyim var. Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üstüne ver. Gerçekten de bazı maliyetlerden kaçmaya çalışarak hele de mahkeme işlerinde tek başına yola çıkılmaz. Zarar kere zarar edersiniz.
Böylesine önemli iş yapan bir meslek de rastgele yürütülmüyor elbette. Hem gerekli eğitimler tamamlanmış olacak hem staj yapılacak, ilerleyen yıllarda getirilen sınav geçilecek ve en son YEMİN edilerek mesleğe başlanacak. Hepimiz bu yollardan geçerek vatandaş karşısına çıkıyoruz. Dilerseniz nasıl bir yemin ettiğimizi değiştirmeden aynen aktarayım.
“…..Hukuka, ahlaka, mesleğin onuruna ve kurallarına uygun davranacağıma namusum ve vicdanım üzerine ant içerim…….”
Dikkat edilecek olursa, bizim için de hiçbir zaman unutulmaması gereken bu yeminde ilk bağlı kalacağımız şey önce hukuk. Daha çağrıcı ifade edeyim ;
Önce hukuk, önce hukuk ve yine önce hukuk. Diğer bağlı kalacağımız ahlak, mesleki etik ve onur da tabi ki hukuktan ayrıksı düşünülemez. Bağlı kalmayan ise namus ve vicdanı üzerine ettiği yeminini bozması halinde nelerini kaybettiğini bilsin. Ben az söyleyeyim, siz çok anlayın.
Meslek köklü bir meslek dedik. Kökeni ise taaa eski Roma’ ya kadar dayanır. Eski Romada Advo Catus olarak adlandırılan avukatlara verilen bu isim ise “……Üstün, ayrıcalıklı, güzel konuşan….." anlamına da gelmekteydi. Neticeten meslek gibi meslek.
Avukat Nasıl Olunur?
Gerçekten çok genç yaşta olup da sadece mesleğin adını bilen gençler yakın zamanda beni suale çektiler. O sebeple en temel bilgileri veriyorum. Avukat olmak için hukuk fakültesi bölümünden mezun olmanız gerekmektedir. Bunun dışında iki yıldan fazla hapis cezası almak ve kasten devlet güvenliğine karşı suç işlemiş olmak, düzene karşı suç işlemiş olmak, ihaleye fesat karıştırma gibi suç işlemiş olmak, avukat olmayı engelleyen durumlardır. Ayrıca bir yıl süreyle stajyerlik yapılması gerekmektedir.
![""]("http://www.hakimiyetgazetesi.com/uploads/filemanager/Ekran%20Resmi%202021-12-05%2021.43.06.png")
Avukat Çok Para Mı Kazanır ? Avukat Maaş Mı Alır ?
Maalesef herhangi bir mesleğin en son konuşulması gereken yönü olan kazanç durumları ülkemizde ilk sorgulanan şey oluyor. Bizim mesleğimizde de en çok sordukları soru bu. Avukat ne kadar kazanıyor. Efendim bunun bir cevabı yok. Ortalaması da yok. Kazanç anlamında mesleğimiz biraz esnaf düzeni. Bazı aylar iyi para kazandım dersiniz, ardından aylarca kazanamayabilirsiniz. İyi avukat olun ortalamanın üzerinde kazancınız olur diyebiliyorum, daha doğrusu demek istiyorum. Tereddütlü durmamım sebebi ne yazık ki özellikle son yıllarda üstelik mesleğini iyi ifa etmesine rağmen ekonomik olarak sıkıntı yaşayan çok avukata rastlıyor oluşumuz.
Şunu söylemeden geçmeyelim. Kamu kurumunda sözleşmeli ya da kadrolu çalışan avukatlar da var elbette. Bu avukatlarımız belirlenen maaşlarını ilgili kurumdan her ay maaş günü alır. Burada rakam zikredebiliyoruz galiba. Takip edebildiğim kadarıyla da maaşlar 6 bin TL ile 10 bin TL arasında değişiyormuş.
Tekrar söyleyeyim. Bu iş gönül işi. İdealleriniz olmalı. Önceliğiniz hakka ulaşmada mücadele edebilme cesareti ve iştiyakı olmalı. Para son düşünülecek şey.
İyi Avukat Nasıl Olur ?
Yaklaşık 16 yıllık tecrübeme istinaden konuşabilirim. Zengin avukat iyi avukat demek değildir. Yaşlı avukat da iyi avukat demek değildir. Sesi gür çıkan ve çok bağıran avukat da iyi avukat demek değildir. Hele avukatlar ciğer sökücü ya da tetikçi hiç değildir. Bu role soyunmuş avukatlar da açıkça söyleyeyim kötü avukatlardır. İnsan olarak da kötü meslek olarak da.
İyi avukat, mesleki faaliyetini yürütürken kırmızı çizgileri olan, iyi ihtimali ve kötü ihtimali mümkün olan tüm sonuçlarıyla müvekkiline aydınlatan, özel hayat sınırlarının korunması ve özel hayata saygı duyulması şartıyla ve suiistimal edilmeden her zaman ulaşılabilir olan, işini çok sıkı takip eden, gerektiği yerde gerektiği kadar konuşan, akıllıca düşünerek müvekkili için onun menfaatine en uygun ve hakkına da yakın olan yolu seçen, müvekkilin rızasını her aşamada gözeten, yaşının bir önemi olmaksızın dinamik olan, güncel gelişmeleri takip edebilen ve kendisini de güncelleyebilen, her zaman yeni dünyanın adamı olan, yeri geldiğinde geri adım atmasını da bilen, giyimine kuşamına dikkat etmekle beraber tam bir kibarlık abidesi olarak karşımıza çıkan, bunu yaparken de karşısındaki muhatabın da haline münhasır durumuna göre şekil alabilen ve en önemlisi dürüst olan avukattır.
Peki her avukat böyle mi ?
Kimseyi ölçüp biçme ve bu iyi avukat bu da kötü avukat diye bir şekle sokmak haddimizi değil. Ama insani olarak izlenimlerimizi aktaralım. Maalesef mesleğin adını kötüye çıkarmış avukatlar çok olmuş ve belki de hale çok fazlalardır. Ama gerçekten hassasiyetleri olan saydığımız şekilde mesleğini ifa etmeye çalışan ve en iyi şekilde de ifa eden çok meslektaşım var. Hatta bazılarına ( Allah gerek etmesin ama ) şahsımın bir işi olsa sizi avukatım olarak tayin ederim dediğim çalışmasını beğendiğim üstelik de genç meslektaşlarım var. Pırıl pırıl gençler bunlar. Pırıl pırıl ve bilgili gence denk mi geldiniz. Korkmayın efendim kendinizi emanet edin. Geleceğinizin huzuru olacaklardır.
İşin özü; her mesleğin, her zümrenin ve hatta her ailenin içindeki fertlerin iyisi var kötüsü var. Bazılarının eylemi toptan bir zümrenin kötü olduğu sonucu doğurmamalı. Bu sonuca varan en hafif ifadeyle vicdansızdır. İyi insan vardır, iyi insan olmaya aday diğer insan vardır. Başkaca hiçbir ayrımı kabul etmeyiniz. Saygılarımla
Gaziantep Barosu Avukatı
Av.Ali TÜMBAŞ
