Uzun zamandır çok sevdiğim hikayelerden yazmadığımı fark ettim. Bayılıyorum fabl hikayeciklerine. Bazen sizin çok şeylerle anlatmak istediğiniz konuları, küçük ama geniş anlamlı hikayecikler ve kahramanları fazlasıyla ifade edebiliyorlar. İşte bu günün hikayeciği…
Çok eski zamanlardan birinde Olympos dağının doruklarında, Tanrı Jüpiter yaşarmış.
Dağların, denizlerin, hayvanların, insanların kralıymış. Dağın eteklerinde kocaman bir göl varmış. Bu gölün sakinleri de geveze kurbağalarmış. İlk başlar kurbağalar neşe içinde hür yaşarlarmış. Dilediklerini istedikleri zaman yaparlarmış. Kimse karışmazmış onlara
Bir süre sonra kurbağalar bu özgür hayattan sıkılmaya başlamışlar. Göklere yükselen vıraklamalarla Jüpiter’den kendilerine bir kral göndermesini istemişler: "Kral hayatımıza yön versin, ne yapacağımızı bize söylesin."Jüpiter önce pek dikkate almamış kurbağaların bu isteğini. Ama öylesine gürültülü, öylesine gevezeymişler ki dayanamamış, eline geçirdiği bir ağaç parçasını yukarıdan gölün ortasına fırlatmış.
Bir şeyin şırak diye gölün ortasına düşmesi kurbağaları susturmuş. Uzun süre bağırmışlar. Bu suskun krallarının yanına yaklaşmaya da korkuyorlarmış. "Tanrı Jüpiter’in gönderdiği bu sessiz kralın sağı solu belli mi olur, değil mi? Uysal gibi görünür, ama birden yaklaşanın da canına okuyabilir." diye düşünmüşler. Epey bir zaman sonra genç kurbağalardan biri ağaca yaklaşmış, yavaş yavaş yanına gitmiş, önce dokunmuş, sonra üzerine çıkmış, ardından üzerinde zıplamaya başlamış. Bu kral ne yaparsan yap hiç sesini çıkarmıyormuş! Göldeki bütün kurbağalar krallarının yanına koşmuşlar, üzerine çıkmışlar, tepinmişler. Bütün gün orada oyalanmışlar. Sonunda bir gün içinde kralları pis ve yosunlu hale gelmiş. Kurbağalar da krallarından bıkmışlar.
Ertesi gün Jüpiter’den kral istemişler. Öylesine yüksek perdeden bağırıyorlarmış ki Jüpiter dayanamamış. Ama bu sefer kurbağalara kral olarak yılanı göndermiş! Şimdiye dek krallarının sessiz ve zararsız olduğundan yakınan kurbağalar bu kez de krallarının kendileri için ne kadar tehlikeli olduğundan yakınmaya başlamışlar. Yeni krallarının yanına yaklaşamıyorlarmış bile. Yılan, çevrede bulduğu kurbağaları bir lokmada midesine indiriyormuş. Kurbağalar yeni kral için vıraklamaya başlamışlar. Jüpiter şöyle demiş: "Size önce iyi ve uysal kral verdim, beğenmediniz. O halde şimdi kötü ve vahşi kralınızı beğenmek zorundasınız. Çünkü bunu da istemezseniz, daha kötüsüne razı olmak zorunda kalabilirsiniz."
İşte o günden beri budala kurbağalara, yılanlar krallık edermiş.
GÜNÜN SÖZÜ
Aslanlar kendi tarihlerine kavuşuncaya kadar, tarihler avcıları övecektir.
TEBESSÜM
Bizim Temel uluslararası ekonomi toplantısına katılır... Devletin topladığı vergi dağılımını tartışırlar... Konuşmacılardan biri Amerikalı, biri Avrupalı, biri de Temel..
Ortaya bir fikir atılır. Halktan toplanan vergiler nasıl dağılım yapılacak? Amerikan vatandaşı söz alır:
-Biz Amerika’da, önce yere bir çizgi çizeriz. Sonra topladığımız vergileri havaya atarız. Çizginin soluna düşen paraları halka hizmet olarak geri veririz. Sağ tarafta kalan devlete kalır, yatırım yaparız... Derken Avrupalı söz alır:
- Biz Avrupa’da başka ama ona benzer bir uygulama yaparız. Önce yere bir daire çizeriz. Halktan toplanan vergileri havaya atarız. Dairenin dışında kalan halka hizmet olarak geri döner. Dairenin içine düşenleri devlet harcamalarına kullanırız... Sıra bizim Temel’e gelir ve başlar anlatmaya:
-Ula uşaklar ne güzel anlattunuz. Keşke bizda sizun çirkefluklerunuzi değil da habu çalışkanluğunuzi alsak. İnanun bizum öyle bir uygulamamız yok. Bizde daha kısa oluyi. Bi kere öyle yere çizgi çizmezuk. Bizde hükümet halktan toplar vergileri. Atar havaya. Yere düşenleri kendilerine harcama yaparlar. Havaya kalanlar halka hizmet olarak geri döner.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?