Şükür,çok şükür,belediye meclis üyesi adaylıkları listeleri ile belediye başkanlarının aday listeleri ,verilen sürenin dolmasıyla nihayet teslim edildi.Gerçi belediye başkan adaylarının yerlerinin oynaklığı halen devam etse de,en çok kavganın yaşandığı meclis üyelerinin belirlenmesinin bitmesine en çok sevinen partililerden çok gazeteciler oldu.
Son ana kadar listelerde oynanması,yerini yurdunu beğenmeyenlerin itirazları,il ilçe başkanları arasındaki “senin lafın, benim sözüm” çekişmeleri,milletvekillerinin son anda müdahil olarak listeleri karıştırmaları,taaa en yukarılardan son noktaların konmasıyla sil baştan listelerin yazılması…
“Seçim öncesi il yöneticisi ve ekibi değiştirilmez” tabusu bu dönem de yıkılıp her güne bir başkan bolluğu yaşar olduk.Biz daha yeni başkan belli oldu” haberini yazarken, mürekkebimiz daha kurumadan istifa haberlerini yetiştirmeye çalıştı.
Hazırlanan listelere de küsenler,kızanlar hatta kusanlar..o parti senin bu parti benim ortada dolananlar…hızını alamayıp silaha sarılanlar..havada uçuşan masalar,bardaklar..Büyükşehir adayının başvuru belgesini iletmeyip ihanet ederek sırra kadem basanlar..Bu dönem de yok yok yani..
İstikrarsızlık ve başı boşluk yüzünden, bu dönemin siyasiler kadar kafası karışmış olanları,habire haber değiştirmek zorunda kalan, hızla değişen listelere yetişmeye çalışan,yap bozlarla kafayı yiyecek noktaya gelmiş fikir emekçileri gazeteciler..
Hayal kırıklıkları ve boşa çıkan beklentiler eşliğinde nihayetlenen liste savaşlarından sonra parti içi kavgaları yerini bundan sonra ortaklar arasında bırakmaya başlayacak.Dışarıya her ne kadar pembe tablolar çizilmeye çalışılsa da içeriler de fokurdayan kaynar kazanları kaynamakta.
Son ana kadar beklenti içinde olanlar,sözler alanlar, hatta bunun için kesenin ağzını dereyi görmeden açıp akıtanlar boşluğa düşünce alçakta kalan seslerini yükseltmeye başlayacakladır.Çünkü; racon öyle.
Ama bilinmesi gereken de şudur ki; güçlü olan, ağırlıkta olan, hiç kimse boş yere heveslenmesin pastanın en büyük dilimini alır. Geriye kalan beğenilmeyen parçalar da küçüklerin hakkıdır. Gerçek olanı da budur.Verilen sözler sadece kandırmaca için sergilenen fantezilerdir.
Önce candır,.sonrası canan.Gerisi ise koca bir yalandır.
GÜNÜN SÖZÜ
İnsanları kandırmak, kandırıldığına inandırmaktan daha kolaydır.
Oscar Wilde
TEBESSÜM
Demirel'in eski tayfasının bulunduğu bir ortamda bir gazeteci sorar
" Sayın Demirel, Türkiye'nin durumunu tek kelimeyle özetler misiniz?"
Demirel: iyi..
Herkes şaşırır, Demirel mevcut duruma iyi demiştir sonuçta. Ama devam eder.
Demirel: Ama iki kelimeyle özetlememi isterseniz "iyi değil"..
**
Eski sadrazam, yeni sadrazama görev devrederken kapalı 3 zarf bırakmış: “Başın sıkışırsa birinci zarfı, biraz daha sıkışırsa ikici zarfı, çok sıkışırsa da üçüncü zarfı açarsın!” demiş.
Yeni gelen bir süre uğraşmış, didinmiş, işleri düzene koyamamış. Her şey daha kötüye gidince aklına eski sadrazamın kendisine bıraktığı zarflar gelmiş. Birincisini açmış. Mektupta “Senden öncekileri kötüle!” diye yazılı.
Başlamış kötülemeye… Gidene, demediğini bırakmamış ama fayda etmemiş… Bu kez ikinci zarfı açmış: “Etrafını kötüle!”
O da bunu yapmış ve çevresi için demediğini bırakmamış ama yine işler berbat! Bu sefer “Son çare” diyerek üçüncü zarfı açmış.
Zarftan çıkan küçük pusulada şunlar yazılı: “Sen de üç zarf hazırla!”
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?