"HAYIR!" demeyi öğrensin çocuklarımız…
Bedeninin kendisine ait olduğu; O izin vermediği zaman bedenine, özellikle de mahrem alanlarına kimsenin dokunamayacağı olumsuz bir durumla karşılaştıklarında yüksek sesle yardım istemesi, bağırması ve kaçması gibi eğitimleri çocuklara vermemiz hayati önem taşır.
“Bedenim bana özeldir” bilincini kazanması gerekiyor.
Doğduğu günden itibaren, öpülüp sevilen kucaktan kocağa dolaşan bebeklerin ilerleyen yaşlarında kendi bedeninin farkına varmaları için ailelerin müstehcen ve uygunsuz, uzuv ve organlarına vurarak sevmeyi bırakmaları ve çocuğa mahremiyet eğitimi vermeleri gerekmektedir.
Kendi bedenlerini tanımayı ve kendi güvenliklerini sağlamayı öğretelim yavrularımıza.!
Mahremiyet duygu ve bilincine varamamış çocuklar tacize tecavüze karşı koyamıyor.
Mahremiyet eğitimi bir ailede şarttır, çocuğumuza kendi bedeniyle ve diğer insanların bedeni arasında sınırlar olduğu anlatılmalıdır.
Özellikle vurgulamak istiyorum;
Çocuklarınızı sokağa, Parka, boş alanlara, açık alan şu bu fark etmez, yalnız bırakmayın tek yollamayın hısım akraba konu komşu demeyin kendinizden başkalarına güvenmeyin..
Onlar çocuk, masum ve savunmasızlar hayata yeni başladıkları için kime güvenip kime güvenmeme konusunda şaşkındırlar.
Ebeveynler olarak onlara ilk adım olarak temel eğitimde; Mahremiyet eğitimi vermek gerekir.
Banyo ve tuvalet ihtiyacını giderirken bile başkaları tarafından görülmemesi gerektiğini bilhassa belirtmek vede kapısı kapalı olan banyo veya tuvalete girmeden önce kapıyı mutlaka çalması gerektiğini anlatmak gerekir.
Çocuklarımızın yanında argo, müstehcen edebe haykırı sözlerin kullanılmamasına özen göstermeli, bunun ayıp ve çirkin olduğu şuurunu kazandırmalıyız.
Çünkü bunlar çocukların mahremiyet hassasiyetlerini azaltır ve hayâ duygularını yok eder.
Evde ve okulda mahremiyet eğitiminin verilmesinin ne kadar önemli olduğunu kavramalıyız.
Mahremiyet eğitimi ile ilişkilendirebileceğimiz bir diğer konu da televizyon ve internet kullanımıdır.
Çocuklarımızı dijital bağımlılık diye adlandırdığımız internete bağımlı hale gelmeleri ve televizyon karşısında, internette tüm zamanlarını geçirip bununda farkına varmadan saldırganlaşması ve ahlaki değişim yaşamasına göz yumar hale gelmekteyiz.
Biliyoruz ki bu iki konu çocuklarımızın ahlak, eğitim, emniyeti açısından çok mühim tehlikeler barındırmaktadır.
Sadece Anne baba olarak değil, vatandaş olarak her bireyin içinde yaşadığı topluma karşı sorumlulukları vardır.
Peygamber Efendimiz sorumluluklarımızı ifade ederken;
“Hepiniz birer çobansınız, sorumlusunuz ve hepiniz yönettiklerinizden mesulsünüz”
(Buhârî,Cum’a11) buyurmaktadır..
Konu; Çocuklar olduğunda bireysel ve toplumsal sorumluluklar reflekslerimiz en üst düzeyde olmalıdır.
Çocuklar bizim geleceğimiz, nesillerimizin devamı, geleceğimizin inşaası sağlam olmalı her türlü istismardan ve kötülükten korunarak beden ve ruh sağlığı zedelenmeden toplumda güvenle büyütülmeli, önemsenmeli, ayrıca anlaşılmak, sevilmek, sayılmak, desteklenmek, özgür ve mutlu olmak, adalete güvenmek, eğitim görmek, tüm çocukların hakkıdır.
Çocuk haklarını korumak ise hepimiz için bir zorunluluktur. Peygamber Efendimizin sözü ile konumuzu bitirelim
Resulullah (s.a.a) buyurmuştur:
"Çocuklara sevgi ve şefkatle davranmayanlar ve büyüklere saygı göstermeyenler bizden değildir."
Selam ve Dua İle Kalın
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?