USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Deprem

16-03-2023

O gece, yatağıma tedirgin yattığımı ve gece boyunca kabuslar ve karamsar düşüncelerle boğuşarak geçirdiğimi hatırlıyorum. Sabaha karşı çıkan depremin yanında geceki kabuslar hiç kaldı! Öyle ki uykunun içerisinde büyük bir sallantı ve sesle uyanarak toplaşmış oluşumuz ve  hemen gidip kızıma sarılmam aynı anda gerçekleşti. O anda insanın aklına neler geliyor? “Birbirimize yakın duralım” diyorum. İçimdense bari öleceksek birlikte ölelim diye geçiriyorum. Kimbilir kim kimden önce ölür, kim kalır? Bu sorunun cevabını Allah bilir, ama insanın aklına binbir  çeşit düşünce geliyor işte…

Hayat buraya kadarmış diyerek kelime-i şehadet getirdiğimi hatırlıyorum. Oğlumun deli gibi bir o tarafa bir bu tarafa koşuşturmasını üzüntüyle izlediğimi farkediyorum. Eşime bakıyorum o ise sağa sola giderek deli gibi sürekli konuşuyor. Ne kadar sürdü bilmiyorum ama yayvan bir şekilde bir sola bir sağa sallandıktan sonra sallantı yavaşça durdu.

Hepimiz şoka girmişiz. O anda insan hareket bile edemiyor. Sadece başımın döndüğünü hatırlıyorum. Merdivenden aşağıya insek mi inmesek mi tekrar bir artçı olur mu, tedirgin bir bekleyiş. Bir süre sonra bir artçı daha oldu. Bir beş dakika daha yerimizden kıpırdayamadık. Toprağın hışmı sanki dinmiyordu. Yükselen uğultu sesi korku filmlerini andırıyordu. Daha sonra o da durdu. Aşağı inelim dedik. Hep beraber alt kata indik. O kadar şaşkınız ki dışarı çıkmayı neden sonra akıl ettik. Herhalde bir onbeş dakika geçmiştir. Kendimize geldiğimizde daha doğrusu kendimize gelmek mi bu bilmiyorum; bahçeye çıktığımızda başka bir dünyaya gelmiş gibiydik.

Sadece bir öğrencimin mesajını gördüğümü hatırlıyorum “hocam iyi misiniz?” diyen bir mesaj. Gözlerimin dolduğunu ağlayarak ona cevap verdiğimi farkettim. Her yanım zangır zangır titriyor. Çocuklar şaşkın şaşkın bana bakıyor. Sonrası rutin… Otomobilin içinde geçirdiğimiz sürede haberleri dinlerken ne kadar büyük bir afet ile karşı karşıya olduğumuzu anladık.   Televizyonu açınca gördüğümüz manzaralar içimizi acıtıyordu. Bu süreçte eş dost arayanlar, bizim onları arayışımızla geçti. “İyi misiniz” diyorlar. İyiyiz demeye utanır mıymış insan? Ne kadar içimizi acıtsa da ateş düştüğü yeri yakıyordu.

***

Dün Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde Kent Konseyi’nin düzenlemiş olduğu “Olağan Genel Kurul Toplantısı”’na davet edildik. Toplumun birçok önde gelen stk başkanları, akademisyenler, sektör temsilcilerinin dernek başkanlarının olduğu bir toplantı olduğu söylenebilir. Sahada çalışan, mimar, mühendis, müteahhitler,  kamu kurum yöneticilerimiz, Jandarma İl Komutanımız vardı. Salon tamamen doluydu.

Neler yaşadık, yapı stoğu olarak ne durumdayız, nasıl bir şehirleşme istiyoruz konusunda uzmanların sunumlarını izledik, tartıştık. Farklı görüşler olmasına rağmen güzel bir tartışma ortamı vardı. Yaşadıkları vahim olayları paylaşan arkadaşlarımızı dinledik. Jandarma İl komutanımızın konuşması birçoğumuzun gözlerini doldurdu. İlk andan itibaren hemen her yere yetişmeye çalışan Jandarma Komutanımız 60 askerini kaybettiğini belirtti. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum.

1999 depreminin faturası tek bir kişiye çıkarılmıştı. Bu görüşe katılıyorum. Bu defa herkes elinden geldiğince dayanışma içerisinde olma çabasında. Depremde kaybettiğimiz her bir canımız için, yardım ekiplerinde hayatını kaybedenler için Allah’tan rahmet diliyorum. Gönüllü olsun olmasın yardım eden her bir insanımıza sonsuz teşekkür ediyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?