Farkındasınız değil mi? Derin vede her geçen gün daha da derinleşen bir yoksulluk okyanusunda boğuluyoruz artık!
Yoksulluğu sadece gelir seviyesi üzerinden inceliyoruz oysa derinleşen bu yoksulluğun hayatımızda bizden götürdükleri var…
Ayda bir aldığınız okuyup öğrendiğimiz kitaplarımız yok artık,üç dört ayda bir haftasonu yapılan aile tatillerimiz yok, psikolog desteği almak istesek çok zor,hobilerimize bütçe ayırmak bile lüks oldu artık bize ve yok oldu zaten!!!
Hani en çokta bu insani gereksinimler için üç beş kuruş kenara atıp biriktirdiğimiz bereketli zamanları hepimiz özler olmadık mı?
Nerdeeee!!!
Biz karnımızı zor doyuruyoruz sen para bütçe yapmaktan bahsediyorsun hocam diyor bana insanlar!
Evet artık hepimiz bir şekil yoksuluz!
Sadaka toplulukları kurarak bu yoksulluğu meşrulaştıran yönetimler ve sonucu!
Bu topluluk kapı kapı gezer,muhtarlık,belediye,valilik,kaymakamlık,sosyal yardım vakfı kapılarıdır bunlar.
O yardımı bu yardımı bakım yardımı,kömür yardımı,gıda yardımı derken yardımlarla yaşamaya diretilen ve alıştırılan kocaman bir biat topluluğumuz var artık!
Hele birde hamili kart yakinimdir var ise değmeyin keyiflerine bu yardımlar sel olur akar gelir!
Ha yardım kesilince de ortalıkta kızıl kıyamet kopar!
Ekmek elden su gölden programının sonuna gelinmiştir çünkü.
Bu kapı kapı yardıma yazılma muammasının baş oyuncusu gene bizim evin kadınlarının sırtındadır!
Çor çocuk gidebiliyorsa okuldadır,yada çocuk işçidir çırak olarak çalışmaktadır,evin babası iş aramaktadır genellikle ve her zamanki gibi kadının görevidir yardım kapılarına gitme işi ne yazık ki!
Ağır ve derin yoksulluğun sınırlarını anlatmaya gerek yok! Zaten bizzat bilfiil içinde boğulmaktayız işte.
Orta gelir düzeyi ortadan kalktı,bitirildi!
Yüksek gelir düzeyindekiler adı üstünde çok ama çok yükseklerde bihaberler,işte derin yoksulluğun bataklığında çırpınan,yoksullaştırılan ve herşeyden yoksunlaştırılan bizler!
Emekli,semt pazarı gününün akşamını bekliyor son dakika indirimi ile evine alışveriş yapmak için!
Geçinemiyor bile artık!
Okul çağı çocukları yeterli ve dengeli beslenemiyor,beslenemediği gibi okula değil çalışmaya giden çocuk işçi sayımız her geçen gün artıyor.
Üniversite kazanmış gençler okullarını bırakıyor okutulamadıkları için,yurtlarda kabusa dönmüş asansör kazaları bitmek bilmiyor,paraları var ise eğer tabildot yemeğe talim ediyorlar!
Analar çocuklarına aldıkları bir litre süte su karıştırıyorlar çoğalsın diye! Beslenme koyamadıkları için ağlayan anneler anlatılar hep bunları sahada!
İş arayan bulamayan nitelikli liyakatlı gençlerimiz hala atanmayı hayal ettiklerini söylediler,bunun yanı sıra atanmadıkları için yurt dışına giden gitmeyi düşünen gençlerimiz anlattılar sokakta dertlerini!
Bir dokun bin ah işit demişler ya atalarımız,tabi dokunursan dokunmayı bilirsen ve tabiki de dinleyen duyan varsa…
Herkes her kesimden her yerde dert küpüne dönmüş!
Böyle nereye kadar gidilecek bilmiyoruz ama çok çabuk çabucak ivedilikle sorunların çözümleri bulunmalı!
Sosyal devlet anlayışı nerede!
Yoksa makarna bulgur kuru ekmek yemekten anlayış yetilerimiz mi köreldi!
Soran sorgulayan takip eden mukayese eden insanlarıda sus pus etme mobingi nereye kadar gider!
Farkındaysanız derin yoksulluk içinde debelenip duruyoruz…
Yazacak çok şey var ama yazacak gücümüz bile yok artık!
Ne diyeyim ki;
Yoksulluğu insan hakları ihlali olarak tartışmaya gerek var!acil durum müdahaleleri üretmeye,insan gibi yaşayabilmenin gerekliliği olan temel ihtiyaç desteklerinin karşılanmasına gerek var!
Dayanışmaya topyekün dayanışmaya çok acil ihtiyaç var!
Ne diyeyim de bağlayayım bilemedim canımın acısından…İYİ’liklerin, İYİ’lik yapanların,İYİ insan olan ve kalanların içinde devam edenlere selam olsun!
#heyhattderinleşenyoksulluk
16.11.2023
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?