Bir rivayete göre;
Denizlerin ermişi İlyas ile karaların ermişi Hızır'ın buluşacağı gecedir.Her yıl vakti geldiğinde buluşurlar. Şayet buluşmazlarsa deniz denizlikten çıkar,toprak topraklığını yitirir. Tek bir canlı doğmaz,üremez,uçmaz,konmaz. Yani kıyametin habercileri Hızır ve İlyas olacaktır...
Yine rivayetlere göre;
Her yıl Mayıs'ın 5'ni 6'ya bağlayan gece dünyanın bir yerinde buluşurlar.Onların buluştukları yerde bahar farklıdır. Çiçekler daha bol,daha büyük olurlar. Gökyüzü daha başka bir mavi olur. İnekler bol süt verir. İnsanlar ölmez. Kurt kuş ölmez..
O gece,buluşmanın olduğu gece biri mağripten biri maşrıktan iki yıldız doğar. Hızır'la, İlyas'ın buluştuğu yerin tepesine kayarak gelirler,ve orada birleşirler.Hızır ile İlyas'ın üzerine ışık olup yağarlar. Hızır'la İlyas'ın el ele tutuştuğu,yıldızların gökte birleştiği anda dünyada her şey durur.Akarsular donar,akmazlar. Rüzgar esmez,yapraklar kımıldamaz. Damarlardaki kan bile akmaz. Her şey durur,hiçbir şey kımıldamaz. Dünya bir anda ölür.
Sonra her şey yeniden uyanır. Bir yaşam patlar orada. İşte bu yüzden insanlar bu birleşen yıldızları görmek için evlerinden yüksek tepelere giderler. Dam başlarında dururlar,akarsu dibinde dururlar. Dururlar ki o her şeyin donduğu anda dileklerini söyleyebilmek için. O anda o suların durduğu zamanda,o yıldızların birleştiği anda kim ne dilekte bulunursa o olur. O her şeyin durduğu anda ama. Öncesinde ya da sonrasında değil.
Hatta Kul Hüseyin adında çiftçi, bir anda aklına isteği gelemeyince şöyle demiş: "Ya Allah,Ya Hızır,Ya İlyas.. Şu tepeyi ırmağın karşısına geçir" demiş tabi sonra kendi isteği aklına gelmiş ama iş işten geçmiş. Ve sonrasında uyuya kalmış. Sabah uyandığında ise ırmağın karşısındalarmış.
İşte Hıdırellez'in dillerde dolaşıp anlatılan hikayesi budur..
Bizde bu Hıdırellez de dileklerimiz ülkemiz,vatanımız için olsun..
Doların ateşi düşsün, benzin ucuzlasın.Paramız pul olmaktan kurtulsun.
Eğitim kalitesi eski ayarlarına dönsün, insanları artık kitap okumaya başlasın.
Vatanımıza,dirliğimize bütünlüğümüze köz koyanları gözleri çıksın.
İşsizlik bitsin,enflasyon düşsün.
Herkeslerin evleri olsun,yoksulluk son bulsun.
Yalancılar,dolandırıcılar,hırsızlar…yok olsun.
Adalet,hak,hukuk herkes için olsun.
Çocuklar gülsün,büyükler gülsün,insanlık gülsün..
GÜNÜN SÖZÜ
Kanat vardır doğanı padişaha götürür; kanat vardır kuzgunu leşe götürür.
HZ.MEVLANA
TEBESSÜM
İki Yahudi arkadaş bir Katolik kilisesinin önünden geçiyormuş. Kilisenin duvarında, Katolik olmayanlara hitap eden büyük bir afiş asılıymış:
“ Bize gelip Katolikliği kabul ederseniz hemen 30 bin dolar nakit para alacaksınız! ”
Yürümeye devam eden iki arkadaş bu teklifin ciddi olup olmadığını tartışmaya başlamış. Bir hafta sonra, aynı kilisenin önünde yeniden buluşmuşlar ve biri diğerine sırrını açmış:
“ O teklifin ciddi olup olmadığını hala merak ediyorum. ” Bunun üzerine arkadaşından küçümser bir tavırla şu cevabı almış:
“ Ah siz Yahudiler, aklınız fikriniz para! ”
İLGİNÇ BİLGİLER!
Fransız Devrimi’ nin bahtsız kralı on altıncı Louis, daha çocukluk çağlarında garip bir yabancı adam tarafından ziyaret edilir. Adam, bu genç kral adayını uyarmak istemektedir. Ona, 21 sayısının kendisi için tehlikeli olacağını ve ömür boyu onu korumak için her ayın 21’inde onun yanında olmak istediğini söylemektedir. Fakat Louis, adamdan hoşlanmaz ve onu saraydan dışarı attırır. Adam son anda, karga-tulumba götürülürken “21 sayısı seni öldürecek” diye haykırır. Aradan uzun yıllar geçer ve devrim patlar. Kral ve Kraliçe kaçarlar iken Varennes Ormanı’nda yakalanırlar, tarih 21 Haziran 1792… Devrim Konseyi 21 Eylül’de krallığı lağvedip, cumhuriyeti ilan etti ve 21 Ocak 1793’te ise Kral 16. Louis giyotinle idam edildi. Ne dersiniz, idam edilirken o garip adamı düşünmüş müdür acaba?
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?