Tüm dünya da olduğu gibi bizi de etkisi altına alan virüs kabusunda nihayet sona gelinilmiş gibi görünüyor.Üç ay boyunca sokağa çıkma yasağı uygulanan mücadele de bugün itibarı ile normalleşmeye geçmeye başladık.Umarım yeniden bir yükseliş ile karşı karşıya kalmayız.
Her ne kadar pandemi de normalleşme dense de iyi bildiğimiz bir şeyde var ki,hayatımızda artık hiç bir şey eskisi gibi olamayacak. Sevdiklerimize yine doya doya sarılamayacağız. Küçüklerin gözlerinden,büyüklerin ellerinden öpemeyeceğiz.Endişe,tedirginlik ne kadar kurtulmak istesek de yakamızı bırakamayacak.
Maskeler yeni aksesuarlarımız,dezenfektan da ayrılmaz parçamız olacak.Kolonya eski anne dolaplarından çıkıp hak ettiği ilgiyi daha fazla görecek.Evinde ateş ölçer cihazı olmayanları istemsizce tenkit edeceğiz. Temizlik hiç olmadığı kadar önem kazanacak.Vee..en acısı da hapşıran birisine “çok yaşa” yerine “ aman hemen tahlile git” diye uyaracağız.Öksüren birisinden öcüden kaçar gibi kaçacağız.Korku ve endişe her zaman bizimle olacak.
Bu yasak aslında eğitim ve ahlak! Düzeylerimizi de ölçmekte de bir milat oldu diyebiliriz.Nasıl mı?
Bir kesim var ki, virüs salgını ortaya çıkar çıkmaz ciddi anlamda uyarılara uydu.Evde kal çağrısını ciddiye aldı ve evde yaşam alanı geliştirdi.İş yerini kapattı.Çoluk çocuğu ile sevdikleri ile ilişkilerini askıya aldı.Kendisi risk altında olmasa bile çevresindeki insanları önemsedi,bana bir şey olmaz bencilliğini yaşamadı.Maskesiz markete gitmedi.Dezenfektansız dolaşmadı.Yerli yersiz sağlık merkezlerini işgal etmedi,sağlıkçıları meşgul etmedi.Eldivensiz toplu yaşanan yerlere dokunmadı.Çok özlediği parklara gitmedi.Sıkılıyorum diye yasakları delip gizliden ziyaretlere kaçmadı.Ramazanda damlarda iftar yemekleri vermedi.Taziyelerini telefonla bırakıp ziyaretini başka bahara bıraktı.Bayram da burukta olsa evde kalmaya devam etti.Ziyaretçi kabul etmedi,kendisi de gitmedi.İnsan olmanın,vatandaş olmanın,ahlaklı olmanın bütün gereklerini yerine getirdi.
Bu sıkıntılı süreci en kısa sürede atlatmak için de gözü kulağı hep yetkililer de oldu.
Ve de bu felaketi hasta olmadan ve de sebebiyeti olmadan direkt kazananı oldu.Asıl ödüllendirilmesi gereken de bana göre keyfinden zevkinden ödün verip evde kalanlar oldu.
KARA ÖFKE SEBEBİ KARA CEHALET…
Bizde Türk-Kürt,Alevi-Sünni ayrıştırma girişimleri ne ise ABD de Siyah-Beyaz çatışması da odur.Her iki taraflar özellikle seçimler de en etkin propaganda malzemesi olarak kullanılır.Ayrıştırılmaya çalışan kesimler bir diğer siyasinin oy lokması olarak görünür.Daha doğrusu görünürdü.Oysa ki insanlar artık kardeşliğin birlikte özgürce yaşamanın ne olduğunu çoktan çözmüş durumdalar.
Şimdiler de artık bu ahlaksız kışkırtıcı yarıştırma girişimleri hiçbir kesimde karşılık bulamıyor.Biz de zaten çoktandır etkisini kaybetti.Kimse artık öyle ucuz gazlara,tahriklere kolay kolay gelmiyor.Birlik ve bütünlük,kardeşçe yaşamak bizim önemli değerlerimizden oldu.
Sözde özgürlükler ülkesi ABD de baktığımızda ise orada da durum bizden farklı görünmüyor. Yıllardır beyazlarla iç içe yaşayan zenci toplum bir zamanlar köle olarak yaşadığı ülke de artık başkan dahi çıkabilmişken,başarısı yerlerde olan seçim kaybetme korkusu taban yapmış faşist kafalı Trump’un ırkçı söylemlerini dikkate almıyor.Ve görüyoruz ki protestolarda zencilerden çok beyazlar tepki veriyor.
Irkçılığın,ayrıştırıcılığın,bölücülüğün her türlüsünü ayaklar altına alıyoruz.Kazanan sevgi olsun,insanlık olsun. Gözle görülemeyen bir virüs dahi insanlığa en güzel dersi vermedi mi? Ölüm de hastalıkta geldiğinde dil,din,renk ayırımı yapmıyorken biz küçük insanoğlu daha neyin egosunu yapıyoruz ki?
GÜNÜN SÖZÜ
“Başka milletleri küçük gören, dünya barışını tehlikeye sokan antropolojik ırkçılık Türk Milliyetçilik ülküsünün dışındadır. Milliyetçilik anlayışımız maneviyatçı, akılcı, demokratik, çağdaş bir Milliyetçiliktir.”
Alparslan Türkeş
TEBESSÜM
Kocası devamlı iş seyahatlerinde olan Fadime doğum yapar. Temel'e müjdeyi vermek için mesaj yazar.
" Temel, bebeğimiz doğdu ama sütüm gelmediği için bir tane süt anne tuttum. Zenci bir kadındı o ve bu yüzden bebeğimiz artık bir zenci."
Temel de müjdeyi annesine vermek için hemen yazar:
"Anacum bebeğimiz doğdu ama Fadime'nin sütü gelmediği için zenci bir anneye emzirmiş. O yüzden torunun zenci."
Temel'in annesi Temel'e cevap yazar:
"Oğlum ben seni doğurduğumda da sütun gelmemişti. Bende seni inek sütü ile büyütmüştüm. Şimdi anladım neden bu kadar öküz olduğunu.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?