Felaketler senesi 2020’nin senesini depremle girişini yaparken,yılın sonlarında doğru yeni felaketi İzmir depremi ile bir kez daha sarsıldık,yüreklerimizi derinden dağladı.Kaybettiklerimize Allah’ tan rahmet ailelerine de sabırlar diliyoruz.
Her yaşanan acıdan sonra ortaya çıkan insanlıktan nasipsiz mahluklara karşı alışkanlığımız var.Hatta bu yaratıkları takmadığımızdan ve insan yerine de koymadığımızdan saçmalamalarına karşı bağışıklık ta kazandık.Ama acının hem de büyük bir acının, milletçe tek yürek olmak gerektiren bir felakette utanmadan halen siyaset yapmak ve ölüme sevinmek hiçbir dinde,ideolojide, kitapta yazmaz.
Gavur İzmirlilere iyi oldu… diye başlayıp depreme sevinenleri sadece Allaha havale edip aynı acıyla imtihan olmalarını temenni edip kendi ahlaksızlıklarıyla helak olmalarını da edip zavallılıklarıyla baş başa bırakıyoruz.
Ayrıca gavur İzmir dediğiniz deprem bölgesinde Rabbim mucizesini gösterip 65 saat sonra 3 yaşındaki yavruyu ailesine bağışladı.Bilin istedik.
PARAYI BULAN MÜTEAHHİT OLURSA…
“Deprem değil,sorumsuzluk öldürüyor” Ne yazık ki ülkemizde görülen her deprem sonrasında bu gerçekle bir kez daha yüzleşiyoruz.Binayı malzemeden çalma çırpma ahlaksızlığıyla yapandan tutunda, usulsüzlüğe izin veren,eksik belgeleyen, incelemeyen, görmezden gelen,işini kötüye kullanan kim varsa bu cinayetlerin altında imzası vardır.
Bundan sonra alınan evlerde,olağan dışı herhangi bir yıkım sonrası oluşabilecek felakette “ Müteahhitler,sorumsuzluktan dolayı ölüme sebebiyet vermekten mesuldür” ibaresi yer alsın ve kendine güvenen varsa bu belgeyi imzalasın.
GÜNÜN SÖZÜ
Aldatma, sadece insan kibri yüzünden dolanan sahte paradır.
TEBESSÜM
Bir avukat ile mesleği doktorluk olan bir bey kaza yaparlar. Aracından inen avukat, doktorun arabasının yanına giderek: "Geçmiş olsun bir şeyin var mı?" diye sorar.
Doktor:
– Önemli bir şeyim yok, ufak tefek sıyrıklar.
Avukat arabadan bir içki çıkarır ve doktora:
– Çek bir fırt rahatlarsın. Doktor:
– "Sağ ol!" der ve biraz içtikten sonra avukata:
– "Sen de alsana!" dediğinde avukat:
– Yok, ben polisler geldikten sonra alacağım.
**
Önemli bir iş için mülakat yapılacakmış. Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir de avukat başvurmuş. Önce matematikçiyi içeriye almışlar ve bir masaya oturtup sormuşlar:
”2 kere 2 kaç eder?”
Matematikçi bir süre düşünmüş, önüne kağıt kalemi almış, 10-15 sayfa doldurduktan sonra demiş ki: ”Eminim ki dört eder.”
Sonra fizikçiye aynı soruyu sormuşlar. Fizikçi de önce düşünmüş, sonra bir deney düzeneği kurmuş, sağa sola toplar fırlatmış. Yarım saat sonra: ”Yaptığım deneylere göre 3,9 ama 0,2’lik bir hata payı olabilir.”
En son avukatı almışlar içeri, sormuşlar soruyu. Avukat hiç düşünmeden etrafına sinsi sinsi bakmış ve sormuş:
”Kaç olmasını istersiniz?"
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?