Finlandiya eğitimde nasıl oldu da dünyanın en iyi ülkesi durumuna geldi? Bugünkü yazımda bu ülkedeki
eğitim sisteminden bahsedeceğim. Araştırdım, orda eğitim alanlarla iletişime geçtim, yurt dışındaki
makaleleri okudum öğrendiklerim karşısında şaşkına döndüm. Düşük maliyetler, bizdekine göre çok kısa
okul saatleri, yüksek akademik başarı, bireyselliğe, öğrenci bağımsızlığına önem veren, öğrencilerine kendi
eğitim programını kendi düzenleme sorumluğunu yükleyen eğitim anlayışıyla eğlenerek öğrenmeyi
birleştiren Fin eğitim sistemi dünyada bir numaradaki yerini uzak ara koruyor. Bu ülkede sistem tüm okullar
için belirlenmiş standart kurallar yerine her öğrencinin bireysel olarak eğitilmesi üzerine kurulu.
Finlandiya’da zorunlu okula başlama yaşı 7 yaşlarına bakılmaksızın, çocuklar okullarına yürüyerek ya
da bisikletle gidiyor. Tabi burada ülkelerin jeomorfolojik ve politik özelliklerini de düşünmek gerekli. Mesela
Afganistan gibi ülkelerde çocukların okula bisikletle gitmesi biraz zor. Fin kültüründe çocukların bağımsız
yetişmesi çok önemli bizdeki gibi çocuklarını okula getirip götüren, ders çalıştıran anne babalar yok. Tabi
burada da ülkenin güvenli olması çok önemli Finlandiya’da yapılan bu durumun Somali’de yapılması
beklenemez.
Bizdeki müfredatı hepimiz biliyoruz çocuklara seviyelerinin üzerinde akademik bilgiler vermeye çalışıyoruz.
Millî Eğitim Bakanı sayın Yusuf Tekin müfredatın sadeleştirileceğini söyledi. Detaylar aralık ayında
açıklanacak bekleyip göreceğiz. Fin eğitim müfredatı nasıl peki? basit sade yalın anlaşılır bir müfredat var
ülkede. Öğrenciler, kendi ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda kendi eğitim-öğretim programlarını şekillendirme
haklarına sahipler. Aynı şekilde öğretmenler de öyle. Finli öğrencilere eğitim hayatlarının ilk altı yılında
hiçbir şekilde not verilmiyor. Sekizinci sınıfın sonuna kadar not verme zorunluluğu yok ve öğrenciler bizdeki
gibi standardize edilmiş bir sınav sistemine tabi değiller. 16 yaşlarındayken ülke genelinde bir sınava
giriyorlar. Öğretmenler gün boyu sınıfta ortalama sadece dört saat ders veriyor. Bizdeki ders saatlerini
düşündüğümüzde çok ders ile başarının gelmeyeceğini anlamak zor olmuyor Haftada iki saati ise mesleki
gelişimleri için eğitimlere katılmak için ayırıyorlar. İlkokulda öğrencilerin ders dışı yani teneffüs olarak
geçirdikleri zaman toplam 75 dakika. Amerika’da bu oran 27 dakikaya kadar düşüyor. Türkiye’de ise
ortalama 45 dakika.
Tüm öğretmenlerin en az mastır derecesi var ve üniversite başarısı en yüksek %10’luk dilim arasından
seçiliyorlar. Öğretmenlik toplum gözünde statüsü en yüksek mesleklerden biri. Peki bizde durum ne
dersiniz öğretmenlik düşük netlerle bir iki net ile kazanılan bir bölüm haline geldi maalesef. Saygınlığının ne
durumda olduğunun takdirini de sizlere bırakıyorum. Finlandiya öğretmenleri başarılı-başarısız olarak
yargılamayan bir kültüre sahip. Eksikleri bulunan öğretmenlerin, yeni eğitim-öğretim programlarıyla
kendilerini geliştirmesinin önü açılıyor. Öğrencilere ödev verilmiyor çünkü öğrenmenin yerinin okul olduğu
düşünülüyor. Bizde durum nedir peki? Her gün sayfalarca öğrencilerin kaldıramayacağı ağırlıkta ödevler.
Ödev yapmayana eksi vermek ailesine haber vermek gibi modern eğitim sisteminde yeri olmayan köhne
uygulamalar. Ülkede çocuklardan biri yeterince iyi öğrenemiyorsa öğretmenleri bunu hemen fark ediyor ve
çocuğun öğrenme programını onun bireysel ihtiyaçlarına göre düzenliyor. Aynı şey, okula uyum
göstermeyen, sıkılan ya da öğrenim durumu programın ilerisinde olan çocuklar için de geçerli.
Öğretmenlerin yüksek eğitim düzeyi, çocukların her türlü gelişimini gözlemleyebilmelerini ve esnek
çözümler yaratabilmelerinin en önemli nedeni. İstatistiklere göre çocukların ortalama %30’u eğitim
hayatlarının ilk dokuz yılında özel programlarla destekleniyor. Fin okullarında spora bol bol yer var ama
spor karşılaşmaları yapacak takımlar yok. Rekabet, üstünlük kazanmak Fin kültüründe değer verilen bir şey
değil. Bizde ise yarış atı gibi yarıştırma var öğrencileri. Belki de en önemli unsurlardan birisi Finlandiya’da
özel okul yok ve eğitim harcamalarının tümü devlet tarafından destekleniyor. Özel okul olmadığı için
şişirilmiş notlar yok, öğretmeni işçi veliyi müşteri gibi gören bir anlayış hiç yok. Dolayısıyla özel okul
öğretmenleri sorunu diye bir sorunda yok.
Finlandiya’da okullar birbirleriyle rekabet etmiyor, aksine dayanışıyor. Okulların hemen hemen tümünün
başarı düzeyi aynı. Bu yüzden okulun bir diğerine göre ayrıcalığı yok. Bizde ne var peki Fen Liseleri, Anadolu
Liseleri, Nitelikli okullar kavramı var. Yani biz okullarımızı ayrıştırmış durumdayız iyi öğretmen ve öğrenciler
nitelikli okullara daha vasatları niteliksiz okullara. Eğitim “herkes için eşit imkanlar sağlamak” demek.
Ülkede eşitlik kavramına olağanüstü değer veriliyor. Tüm çocuklar zekâ ve becerileri ne olursa olsun aynı
sınıflarda okuyor.
Yaz yaz bitmiyor. Bir ülkenin ekonomik siyasi askeri olarak her alanda kalkınmasının temel sayıtlarından
birisi eğitimdir ve eğitim bizim birinci önceliğimiz olmak zorundadır. Aydınlık Yarınlar için eğitim şart.