Gelecek, kimi zaman endişe, kimi zaman bizim için bir umuttur.
Umut, bir beklenti, bir hesap-kitap, belki bir yeniden doğuş, belki de bir anlamdır çocuklarımızın üzerine yüklediğimiz.
Çocuklar, yarınlarıdır bizim ve ülkemizin.
Ülkemiz vazgeçilmezimizdir, her karış toprağıyla ve nereye gidersek gidelim yeniden döndüğümüz baba ocağımızdır.
Dönmek bir semazen için meslektir ve kolaydır, alışmıştır çünkü. Okeye dönmek de dönme biçimidir. Okey atamazsan yanarsın. İçindeki dönme ateşiyle cinsiyet değiştirmek de dönmedir, bu dönmeyle de aileni yakarsın. Siyasi dönüşler de vardır. Dünün solcuları bugünün golcüleri ya da dünün sağcıları bugünün sağlamcıları olup çıkmıştır karşımıza. Siyasi dönüşlerde sağlamcılık esastır çünkü.
Esas olan kendimizi sağlama almaktır. Siyasi dönüşlerde seni destekleyenlerin de dönmesini beklemek ahmaklıktır. Taban her zaman sağlam ve çıkar için dönmeyecek kadar da ahlaklıdır.
Ahlak, tabularımızdan ve etik değerlerimizden oluşan bir kavramdır. Bu kavramın dışına çıkmayanlar toplumun en namusluları sayılır.
Namus toplumumuzun büyük çoğunlunca yol sayılır ve kadının iki bacağının arasından geçer. Yolu namusa uydurmak için kıydırılan imam nikahı namussuzluktan sayılmaz.
Namussuzluk parayı bulamayanlar için uydurulan bir şeydir. (Parayı bul da nasıl bulursan bul, namuslusun. Banka dolandırsan da, devleti soysan da, yandaş zengin etsen de namuslusun. Bakkaldan çocuklarını doyurmak için borca bir ekmek al. Ödeme yapamazsan namussuzsun. Kimse görmeden bir yer soy, bir ihaleye gir, cebinde paran olsun. Namuslusun insanların gözünde. Bazı namuslu insanlar için namusa giden yol namussuzluktan geçer. Yeter ki kimse görmesin sezdirme.)
Uydurmak önemli bir şeydir ve meziyettir. Kılıfına uydurmak meziyetlerin en yücesidir. Hele-hele bir halt edip de sorulduğunda anında kılıf uydurma başlı başına bir sanattır.
“Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” diyor ya Atatürk, o söz bu sanatkarlar için değil.
Sanat sanatçının iç döküşüdür, savunmasıdır, ikramıdır, sunusudur, bizim kelimelerle anlatamadıklarımızı iki işaretle anlatmasıdır çoğu zaman. Çoğu zaman kendine yapılan saldırıyı kabul etmesidir. Direnmesidir velhasılıkelam bu devirde.
Direnmek onun yaşamasıdır. Yaşam tarzıdır. Kiminin yaşam tarzı kiminin utancıdır. Asla öyle yaşayamaz. Ayıpsınır, korkar.
Korkuların ecele hiçbir zaman faydası olmamıştır.
Korkular ecelin geldiği bir gece vakti aşılır
Korkusuna başkaldıran için en iyi ecel gece gelir çünkü.
Çünkü gece karanlıktır.
X
Nereden nereye geldik
Gelecek diye başladık, karanlık diye yazı bitti.
Söyleyene değil, söyletene bak demiş.
Vardır bunun da bir hikmet-i AKP’si…
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
