"Doğa size fikir sormaz,
sizin kahrolası arzularınıza,
onun yasalarını sevip sevmediğinize aldırmaz.
Onu ve getirdiği sonuçları olduğu gibi kabullenmek zorundasınız. "
demiş Dostoyevski.
Kabullenmek,bıkkınlık veya yenilgiyi içine sindirmekse ise sinsi bir tehlike aslında!
Yoksa olgunluktur kabullenmek,olmayacağa isyan etmemektir ve hatta hayata eyvallah demektir.
Ama her olan şeyide kabullenmek yasak diye ayıp diye yok herkes ne der diye yok ters düşerim diye kendinizi ve doğrularınızı yok saymakta kimliğinizi kişiliğiniz ile çarpıştırmaya başlar!
Sakladığımız yok saydığımız gizlediğiniz her şey gün gelir kocaman dert olarak karşımıza çıkar!
Hikayeyi değiştiremedikten sonra en son sayfada ne yazacağını bilmek insana sadece yük olur!
Ve ne yazık ki ömrümüz ne kötü zamana denk geldi!
Cehaletin,nefretin,kötülüğün denizinde boğulur olduk!
Herkes verdiğiniz mücadelenin içine değil dışına bakıyor, hatta görmek istediğini görüyor kendince;
o mücadelenin seferini değil zaferini önemsiyor aklınca, o mücadele için çıkılan yokuşu görmüyor dağın zirvesine göz koyuyor kolayca!
Ondan sonra da sizden saygı itimat bekleniyor!
Hitabı muhatabın en kralı duyulmak isteniyor!
İnsanoğlu işte herşeyin kolayını seçiyor…
Velhasıl kelam;
Hal’den anlayanlar nimettendir ki oda herkese nasip olmaz,
Hal’ini anlatabilmek nasiptendir ki
Oda her zaman nimet olmaz!
Nimete de nasibe de şükreden İYİ’lere ve İYİ’liğe yürüyenlere çıksın yolumuz
#heyhatttinsanlıkhalleri
Dilek Sarıfakıoğlu
23.10.2023
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?