İstinat duvarlarımız bir bir yıkılıyor.
Hani binalarımızın etrafını çevreleyen,aslında hiçbir faydası olmadığı halde sınırları belirlediği için içimize güven veren geçilmesi,aşılması yasak olan sınırlarımız.
Bu yıl yağışların çokluğundan,sağ olsun müteaahitlerimizin” evleri nasıl olsa pahalıdan sattık.Artan uyduruk malzeme ile de istinat duvarını yapar,çıkarız” kafasıyla çökmeyen duvar yok gibidir. Halbuki çöken sadece sıradan bir duvar değil,geçilmesi engellenen sınırlarımızdır,mahrem alanlarımızdır.
Öyle günler yaşıyoruz ki,haberci olarak bile korku ile bilgisayarlarımız açıyoruz.Bugün kaç yavrumuz tecavüze uğradı,katledildi.Kaç kadınımız daha erkek terörüne kurban gitti.Evlere girildi,mekanlar soyuldu.
Duvarlarımız çöküyor.
Ahlak yapımız bozuldu.
Huzurumuz bozuldu.
İdam gelsin artık
Her gün aldığımız kötü haberlere daha kötüleri ekleniyor ve özellikle çocuk istismarı konusunda her seferinde biraz daha ‘kötü’ye gittiğimizi görüyoruz.
Tecavüz ve işkence edildikten sonra öldürülen çocuk haberlerini duymak istemiyoruz artık.Yüreğimiz kaldırmıyor,midemiz kaldırmıyor,sabrımız artık hiç kalmıyor.
Her gün bir yeni kötü habere uyanıyor, çocuklarımızı koruyamamanın verdiği yükle hayatımıza devam etmeye çalışıyoruz.
Olduğu kadar…
Her idam gündeme geldiğinde birileri çıkıp “ insan hakları….” Diye nara atmaya başladığında katledilen yavruların ve geride diri diri ölen analarının babalarının da hakları düşünülüp biran önce idam gelmeli arık.Çocuğa tecavüz eden katleden artık insan değil,pis bir yaratıktır.Ve yaşam hakkı da yoktur.
Tecavüzcüler için hapishane kanunlarından medet ummak bitmeli..ve bir zahmet mecliste hiç değilse buna itiraz eden en kalkamamalı..
Derhal ve hemen..Başka çocuklar heder olmadan..
GÜNÜN SÖZÜ
Basit yaşayın. Cömertçe sevin. Dürüstçe konuşun ve her gün dua edin. Her şeyin nasıl düzeleceğini göreceksiniz.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?