Çocukluğumuz da beyin yıkayan Brezilya dizileri vardı. Annelerimiz işini, gücünü dizi saatlerine göre ayarlarlardı.Konular ise hep aynı;
Marianna güzel zengin ama mutsuz bir kadındır. Çünkü küçük oğlu Betito'yu kaybetmiştir. Aslında Marianna, Luis Albertoy la evlenmeden önce fakir ama mutlu bir kızdır. Ama gönlünü yakışıklı, zengin ama mutsuz Luis Albertoya kaptırdıktan sonra bir anda zengin ama mutsuz bir kimliğe dönüşür. Ailesinden iftiralarla koparılmış olan Beto,fakir ama mutlu bir yaşam sürer.Ta ki zengin annesi onu bulup o gösterişli ama anlamsız hayata sokuncaya kadar. Evde evlatlık olduğu sonradan öğrenilen kız kardeşiyle dram,aşk ,elem ne varsa yaşanmaya başlanır.
Kısaca Marianna fakirken mutluydu.
Beto,fakirken mutluydu.Zengin oldu, hayatı karardı.
Zavallı Luis Alberto hep zengin olduğundan mutluluğu hiç tadamadı…
Okurken dahi şiştiniz değimi?
Benzeri diziler Brezilyanın berbat haldeki ekonomisini halktan gizlemek yani uyutmak için kasten yaptırılmış bir beyin yıkamama senaryolarıdır. Mesaj şu; Yani sizin imrendiğiniz yüzde ikilik zengin kesim aslında sanıldığı gibi çokta mutlu değil.Halinize şükredin.
Sonrasında bu diziler bir furya olup kötü ekonomisi ve geri kalmış kültürü olan ülkeler de kapış kapış edildi.Tabi ki bizim güzel ülkemizde de..
Son günlerde iyice artan,konuları birbirinin aynısı,kültürümüzle bağdaşmayan dizi artıkları türedi. Mide bulandıran evlenme programlarımı iyice karın ağrımız oldu.Özel okula giden zengin züppesi çocuklara karşı fakir ama gururlu genç senaryolarıyla dolan gençlik dizileri tehlike saçmakta. insan psikolojisini bozan Müge Anlı programlarını anmak dahi istemiyorum.
Güya genel kültürü arttırmaya yönelik yarışma programlarında bile içler acısı. Kim daha hain olup paraları kapar? arkadaşına kim daha farklı kazık atar? Var mı dır böyle bir şey.Bizim kültürümüzde kim yoldaşını yarı yolda bırakmıştır.
Bir satır kitap okumaya türlü bahaneler bulan, ülke gündeminden bir haber ama dizlerdeki bütün senaryoların içini bilen boş , anlamsız, ruhsuz bir toplumla karşı karşıyayız. Bu aslında ciddi bir sosyal yozlaşma tehlikesi. Sadece dizilerle uyutulmaya müsait kıvamda bir halk,
Dünyayı yöneten Yahudi ailesinin üyelerinden Rochofeller itirafların da ”Biz, bir ülkeyi ele geçirmek, emrimizin altına almak istersek eğitimine ve toplumsal değerlerine el atarız.İstediğimiz gibi beyinlerini yıkamaya başlarız.Bunu da kendi kurduğumuz film şirketleriyle tv programlarıyla yaparız.. “
Başka söze gerek var mı?
TEBESSÜM
Japonya’da hırsız yakalayan bir robot icat etmişler.
Amerika’da 5 dakikada 180 hırsız yakalamış.
İtalya’da 5 dakikada 80 hırsız yakalamış.
Fransa’da 5 dakikada 30 hırsız yakalamış.
Türkiye’de 5 dakikada robotu çalmışlar.
GÜNÜN SÖZÜ
Güle sormuşlar: neden dikenlisin? : beni yalandan değil gerçekten seven tutabilsin diye !
Can Yücel
