Zor günlerden geçtiğimiz bu zamanlarda çocuklarını özel okullarda okutmak isteyen veliler
kara kara düşünmeye başladılar. Bu velilerin evlerinde adeta ceplerini ve yüreklerini yakan bir
yangın var. Millî Eğitim Bakanlığı 2023-2024 Eğitim Öğretim yılı için özel okulların kayıt ücretlerine
en fazla yüzde 65 zam yapılacağını duyurmuştu geçtiğimiz aylarda. Gelin görün ki bu fiyatlar kâğıt
üstünde kaldı okullar personel giderlerini, okulun kira, faturalar vergi gibi kalemlerdeki masrafları
düşünerek yemek, kırtasiye, servis ücretlerine yüzde yüzü aşan zamlar yaptılar. Maalesef sistem
özel okulları bu zammı yapmaya mecbur bıraktı. Bazı özel okulların sadece kayırt ücretleri 200 bin
TL’nin üzerinde buna yemek servis gibi giderleri eklediğiniz zaman 250 binleri buluyor.
Peki böylesine büyük rakamların telaffuz edildiği okullarda eğitimin en önemli saç
ayaklarından birisi olan öğretmenlere ödenen ücretler nasıl? Acaba özel okullar öğrenciye
yaptıkları zamlarla aynı oranda personel maaşlarında da artış yapıyorlar mı? Tabi ki bu zammı
personeline yapan kurumlar var bu kurumlardan birisi de benim görev yaptığım kurum. Bu
kurumları ayıracak olursak özel okulların ekseriyeti öğretmen maaşlarına öğrenciye yapılan zammı
yansıtmamaktadır. Olayın bir başka tarafı da bu kadar büyük oranda zamlar yapan özel okulların
kurucuları ve bazı vakıf yöneticilerinin mutlu olması gerekirken onlarda giderlerden şikayetçiler.
Çoğu bu zam oranları ile ayakta kalmanın zorluğundan bahsetmekte. Veliler artıları fahiş bularak
özel okulda öğrenci okutmanın artık eskisinden zor olduğunu söylemekte, öğretmenler öğrencilere
yapılan zam oranlarının kendilerine yansıtılmadığından şikayetçi, kurum sahipleri Millî Eğitim
Bakanlığı tarafından yüzde 65 olarak belirlenen artış oranlarıyla okulların ayakta
duramayacağından şikayetçiler. Tüm paydaşların kendine göre haklı tarafları var. Seçim öncesi
toplumun neredeyse tüm kesimlerine hem iktidar hem muhalefet tarafından mavi boncuk
dağıtılırken özel okulların sıkıntıları, buradaki öğretmenlerin özlük hakları çocuklarını özel okulda
okutmak isteyen velilerin talepleri her nedense göz ardı edildi. Bu konuda seçimden sonra gelecek
iktidarın en önce eğitim sistemimizin eksiklerini masaya yatırarak düzeltilmesi konusunda gerekli
düzenlemeleri yapması gerekmektedir. Öğrencileri günde 8-9 saat derse boğan çevrenin toplumun
ihtiyaçlarından habersiz sadece ezberci bir anlayışa sahip olana sorgulamayan araştırmayan
bilimsellikten uzak eğitim politikalarının ivedilikle değiştirilmesi gerekmekte. Özellikle özel okullarda
velilerin bir müşteri öğretmenlerin ise çalışmaya mecbur birer modern köle olarak görüldüğü bu
eğitim sistemi sürdürülebilir değil.
Mutlu öğretmenler mutlu çocuklar demek yaşamları boyunca çocuklarımızın karşısına
çıkacak en büyük şans, mesleğine âşık, donanımlı ve mutlu bir öğretmendir. Bu şansı her
çocuğumuza tanımak zorundayız. Evinin geçimini sağlayamayan ek işlerde çalışmak zorunda
kalan bir öğretmen ne kadar istese de sınıfa yüzü gülerek giremez. Girse de nereye kadar?
Sınıfa yüzü gülerek giremeyen öğretmen ise öğrenciye faydalı olamaz. Hayalleri ne kadar
büyük olursa olsun, moral ve motivasyon açısından derin yaralar alır. Her yıl bütçeden
bakanlıklara ayrılan bütçeler açıklanır en yüksek olmasa da Millî Eğitim bakanlığı görece
yüksek payı alır her yıl siyasiler konuşur eğitime artan bir şekilde kaynak ayırdık derler ama
demek ki yetmiyormuş hem yetse de ayrılan kaynakların daha verimli bir şekilde kullanılması
gerekmez mi sizce? Mesela öğretmenlik bölümlerinin daha saygın olması gerekmez mi, Eğitim
Fakülteleri 3-5 netle girilen bölümler olmamalı oraya giren öğretmenler donanımlı olmalı.
Şapkadan tavşan çıkarmaya gerek yok, öğretmenlerimizin yüzünü güldürebilirsek,
öğrencilerin yüzünü güldürmüş oluruz. Öğrenciler mutlu olursa veliler mutlu olur bu durum
toplumun diğer kesimlerine zincirleme sirayet eder. Bilime Fen’e önem veremden dogmatik
düşüncelerle kalkınamayız olmadan kalkınsak da bu kalıcı olmaz. Onun için eğitime
öğretmenlere gereken önemi vermeliyiz. Unutmayalım ülkenin geleceği eğitimde…
