
Birkaç yıldır enflasyonla mücadele ediyoruz. Özellikler dar gelirli ve sabit maaşla çalışanların alım
gücü enflasyon karşısında iyice azaldı. 2025 Ocak’ta memur ve emekli maaşlarına ve asgari ücrete
yapılan zamların büyük bölümü bir iki ay geçmeden eridi. Bu olağanüstü koşullarda özel okullar
ücretlerine kendilerince haklı olarak zam yaptılar. Bu yıl öğrenci kayıt ücretlerine yapılan zam oranı Millî
Eğitim Bakanlığı tarafından ara sınıflarda en fazla %55 olarak açıklanmışken bazı özel okullar bu oranın
hayli üzerinde zam yaptılar. Okullar eğitim ücretinin yanında personel giderlerini, okulun kira, faturalar
vergi gibi kalemlerdeki masrafları düşünerek yemek, kırtasiye, servis ücretlerine yüzde yüze varan
oranda zamlar yaptılar. Maalesef sistem özel okulları bu zammı yapmaya mecbur bıraktı. Bazı özel
okulların sadece kayırt ücretleri 700 bin TL’nin üzerinde buna yemek servis gibi giderleri eklediğiniz
zaman 1 milyonu buluyor.
Böylesine büyük rakamların telaffuz edildiği okullarda eğitimin en önemli bileşenlerinden birisi
beklide en önemlisi olan öğretmenlere ödenen ücretler nasıl? Özel okullar öğrenciye yaptıkları zamları
personel maaşlarında yansıtıyorlar mı? Tabi ki bu zammı personeline yapan kurumlar var onları tenzih
ederek söylüyorum ama maalesef ülkemizdeki Özel okulların büyük çoğunluğu öğrenci ücretlerine
yapılan zamları öğretmenlere yansıtmıyorlar. Olayın bir başka tarafı da bu kadar büyük oranda zamlar
yapan özel okulların kurucuları ve bazı vakıf yöneticilerinin mutlu olması gerekirken onlarda giderlerden
şikayetçiler. SGK, personel maaşları, vergiler, elektrik, su, doğal gaz giderleri kurucuları en çok zorlayan
giderler arasında. Çoğu okul sahibi bu zam oranları ile ayakta kalmanın zorluğundan bahsetmekte.
Veliler ise artıları fahiş bularak özel okulda öğrenci okutmanın artık eskisinden zor olduğunu söylemekte,
öğretmenler öğrencilere yapılan zam oranlarının kendilerine yansıtılmadığından şikayetçi, kurum
sahipleri Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yüzde 55 olarak belirlenen artış oranlarıyla okulların ayakta
duramayacağından şikayetçiler. Yani herkes bireylerden şikâyetçi. Tüm paydaşların kendine göre haklı
tarafları var. 2023 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri öncesi toplumun neredeyse tüm
kesimlerine hem iktidar hem muhalefet tarafından mavi boncuk dağıtılırken özel okulların sıkıntıları,
buradaki öğretmenlerin özlük hakları çocuklarını özel okulda okutmak isteyen velilerin talepleri her
nedense göz ardı edildi. Özel okullarda görev yapan öğretmenlerin kamuda görev yapan öğretmenlerden
az maaş alamayacağı taslak olarak öğretmenlik meslek kanununda varken ne hikmetse kaldırıldı. Özel
okul öğretmenleri yoksulluğa muhtaç edildi. Öğrencileri günde 8-9 saat derse boğan çevrenin toplumun
ihtiyaçlarından habersiz sadece ezberci bir anlayışa sahip olana sorgulamayan araştırmayan
bilimsellikten uzak eğitim politikalarının ivedilikle değiştirilmesi gerekmekte. Özellikle özel okullarda
velilerin bir müşteri öğretmenlerin ise çalışmaya mecbur birer modern köle olarak görüldüğü bu eğitim
sistemin sürdürülebilir tarafı yok.
Mutlu öğretmenler mutlu çocuklar demek yaşamları boyunca çocuklarımızın karşısına çıkacak en
büyük şans, mesleğine âşık, donanımlı ve mutlu bir öğretmendir. Bu şansı her bir çocuğumuza
tanımak zorundayız. Evinin geçimini sağlamamakta zorlanan, ek işlerde çalışmak zorunda kalan bir
öğretmen ne kadar istese de sınıfa yüzü gülerek giremez, sınıfa yüzü gülerek giremeyen öğretmen ise
öğrenciye faydalı olamaz. Bu öğretmen hayalleri ne kadar büyük olursa olsun, moral ve motivasyon
açısından derin yaralar alır. Çocukların eğitimi ile evinin geçimi arasında kalır. Özelde görev yapan
öğretmenler mutlu değil peki kamuda görev yapanlar. Onların maaşları özeldekilere göre daha yüksek
olsa da kamudaki öğretmenlerinde dağ gibi sorunları var. Ek ders ücretlerinin düşük olmasından
tutunda, eş durumu tayinlerine kadar birçok sorunla boğuşmaktalar.
Aslında yapılacak iş çok basit; Şapkadan tavşan çıkarmaya gerek yok. Öğretmenlerimizin yüzünü
güldürebilirsek, öğrencilerin yüzünü güldürmüş oluruz. Öğrenciler mutlu olursa veliler mutlu olur bu
durum toplumun diğer kesimlerine zincirleme sirayet eder. Bunu bilmeli bu yönde politikalar
geliştirmeliyiz. Bilime Fen’e önem veremden dogmatik düşüncelerle kalkınamayız. Onun için eğitime
öğretmenlere gereken önemi vermeliyiz buna mecburuz. Unutmayalım ülkemizin geleceği eğitimde.
Öğretmen mutluysa öğrenci, öğrenci mutluysa aile, aile mutluysa toplum mutlu olur.