GAGİAD’ ın geçen hafta gerçekleştirmiş olduğu geleneksel ödül töreninden sonra ortaya çıkan tepkiler,dedikodular programı gölgede bıraktı.Nedeni de dönüp dolaşıp her zaman aynı kişilere ödüller verilmesiydi.Yılın iş adamı,hayır severi,yöneticisi…Halbuki bu son ödül töreni de ilimiz de görmeye alışkın olduğumuz her STK ‘nın gerçekleştireceği ve aynı isimleri onurlandırmak adına düzenlemiş olduğu sıradan etkinliklerden bir tanesiydi.Tuhaf olan insanların diğerlerine değil de GAGİAD’ da töreninden sonra bu eleştirilerini patlatması oldu ki bu da ayrıca düşündürücü.
Sağır sultanın dahi bildiği ama bilmezden geldiği, her kurumun kendi bünyesinde düzenlediği yıllık ödül törenlerinde sabit on beş isim zaten bellidir,değişmez.Birkaç isimde eş,dost hatır gönül ilişkisi kontenjanına mutlaka ayrılır.Geriye kalan bir kaçı da gerçekten ödülü hak eden olur ki oda dikkat çekmesin,doğruluk görüntüsü olması içindir.
Gazeteciler içinde durum hiç farklı değildir.Cemiyetin yönetiminde kim varsa dönüşümlü olarak onların gazetesinde çalışanlar ödüllendirilir.Çok nadir de bir iki tane de rica,minnet kontenjanı ayrılır.Bu durumu da herkesler çok iyi bildiğinden çokta önemli değildir ve kendini bilenler ne kadar mükemmel olsa da hiç yayın göndermezler.Zaten ödül verileceği aylar öncesinden belirlenen şahıslara da “herhangi bir köşeni,haberini yolla sana ödül vereceğiz” diye bilgilendirilir.Komiktir yani.
Sadece Gaziantep içinde değil, genelde de durum böyledir. Müzik,sinema,eğitim,kültür,bilim hatta ve hatta güzellik yarışmalarında bile değişen bir durum yoktur.İsimler önceden bellidir.Hatır gönül ilişkisi,torpil had safhadadır.O nedenle bu organizasyonları çokta ciddiye alıp,kafa yormak komiklik olur.
Netice de;
Alan belli,veren belli.
Al gülüm,ver gülüm.
Körler, sağırlar birbirini ağırlar.
Perşembenin gelişi,çarşambadan bellidir…
Peki bu kadar şaibesi çok, güvenilirliği hiç olan, toplum nezdinde dahi bir esprisi olmayan sözde ödül törenleri neden düzenlenir? Onda da mesaj şudur;bak biz topluma karşı çok duyarlıyız, sıkı çalışıyoruz,herkeslerle ilişkilerimiz çok iyi… falan filan.Yani buna da karşılık gelen atasözümüz;dostlar bizi pazarda görsün!
Bu arada gerçekten de güzel çalışmalara imza atıp sonrada gururla bunun toplum nezdinde değerlendirilmesini hatta ödül, plaket gibi beklentileri olup ta havayı alanlar üzülmesin.Bizim beğenmedik diye çöpe attığımız bilim projeleri sonrasın da dünyada birinci olur, yine de takılmayız.Plaket dediğiniz şey de nedir ki? Onun da hilesini bulanlar var. Piyasa da 40-50 TL’ye kendi adınıza uyduruktan bir plaket yaptırıp ofisinize,evinize aksesuar olarak yerleştirebilirsiniz.Şaka değil vallahi de böylelerinden çok var.İsmi lazım değil böyle birisini tanıma şansızlığına da erişmiştim.Tıp ta böyle hastalıklı insanlara ne isim veriliyor bilmiyorum ama halk arasında da biz onlara ileri derece de geri zekalılar,diyoruz.
Sıkıntı etmeyin,en güzel ödül insanın kendisine karşı da topluma karşıda dürüst olmasıdır.Sağlıktır,huzurdur,mutluluktur.Güzel dostları ve ailesidir.Başardığına inandığı,dürüstte yaptığı işidir.Gerisi teferruattır!
GÜNÜN SÖZÜ
Ben her zaman mutlu hissederim, neden biliyor musun?
Çünkü kimseden bir şey beklemem. Beklenti daima acıtır. Hayat kısadır, bu yüzden yaşamınızı sevin, mutlu olun ve gülümsemeyi sürdürün. Kendinizi yaşayın ve;
Konuşmadan önce dinleyin
Yazmadan önce düşünün
Harcamadan önce kazanın
Dua etmeden önce affedin
İncitmeden önce hissedin
Nefret etmeden önce sevin
Vazgeçmeden önce deneyin
Ölmeden önce yaşayın.
SHAKESPEARE
TEBESSÜM
Şarap fabrikasının emektar çeşnicisi ölür.Yenisi için ilan verirler.
Derken perişan kılıklı belli ki ayyaş birisi başvurur.
Fabrika müdürü biraz da bu ayyaşı başından savmak düşüncesi ile test için ona bir kadeh şarap verir.Adam şarabı içer ve ;
“Kırmızı bir Muscatel, 3 yıllık, kuzey yamaçta yetişmiş, çelik varillerde yıllanmış “ cevabın...ı verir.Müdür şaşkınlıkla “doğru” der.
Bir başka şarabı tattırır. Kırmızı, Cabarnet, 8 yıllık, güneybatı yamaç mahsulü ve meşe fıçılarda yıllanmış”
doğru cevabı üzerine iyice şaşıran müdür bey,sekreterinin yanına gider ve ona bir bardak suya biraz idrarından karıştırarak getirmesini söyler ve adama bunu beyaz şarap niyetine içirir.Adamın yanıtı:
“Sarışın, 26 yaşında ve de 3 aylık hamile.Eğer beni işe almazsanız babasını da söylerim.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?