USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Öğretmen Hakları! Mobbing Haklı Fesih Sebebi mi?

Öğretmen Hakları! Mobbing Haklı Fesih Sebebi mi?
30-04-2023

Özel sektörde görev yapan öğretmenlerin sorunları bitmek bilmiyor, düşük maaşlar, asgari ücretten yatırılan
sigortalar, fazla mesai, ek derslerin ödenmemesi, eğitim ödeneğinin ödenmemesi gibi maddi problemler bir yana
dursun öğretmenin değersizleştirilmesi öğretmenlere uygulanan mobbing ve angarya işler, sorunlar saymakla bitmez.
Bu sorunlara karşı öğretmenler hukuki haklarını biliyorlar mı acaba. Bugünkü yazımda benim de eski bir öğrencim
olan Türkiye’nin en iyi hukuk fakültelerinden birinden mezun olan bu işlerin uzamanı sevgili Baturalp Kaya’ya bu konu
hakkındaki yasal süreçleri sordum. Yönetimce görevine son verilen öğretmenlerin hakları ya da görevden kendi isteği
ile ayrılan öğretmenlerin haklı fesih nedenleri nelerdir diye sordum kendisine;

İş hukuku bağlamında ülkemizde yıllardır çözülemeyen problemlerin başında;
personele bilgi verilmeden ve fesih sürelerine uyulmadan iş akdinin sonlandırılması ve personelin de haklarının neler
olduğunu tam olarak bilmemesi nedeniyle bu şekilde işten çıkarılmayı kabullenmesi gelmektedir. Bilindiği üzere;
birçok öğretmen, işverenler tarafından işten çıkarıldığında haklarını aramaktan çekinmekte ve bu durumu
kabullenmektedir. Fakat her öğretmen sahip olduğu hakları çekinmeden işverenden talep edebilmelidir. Peki bu
haklar nelerdir? İş Kanunu’nun önemli bir bölümü; tazminatları ödenmeden, fesih ihbar sürelerine uyulmadan işten
çıkarılan işçilerin haklarını düzenlemektedir. Kısaca özetlememiz gerekirse işten çıkarılmış olan bir işçinin: kıdem
tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, maaş (ücret) alacağı, asgari geçim indirimi ödemeleri,
hafta tatili ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, kötü niyet tazminatı gibi alacakları bulunmaktadır. Peki kaç işçinin
hakkı tam olarak ödenmektedir? Veya işçilerin kaç tanesi işten çıkarıldığında işvereninden bu ücretlerini talep ediyor?
Aşağıda işçilerin haklı nedene dayanmadan ve fesih sürelerine uyulmadan işten çıkarıldığı durumda talep etmeye hak
kazanacağı alacak kalemlerini kısaca açıklamaktayız: Kıdem tazminatı Eski İş Kanunu’nun yürürlükte olan 14.
Maddesinde düzenlenmektedir. Buna göre, iş yerinde en az 1 yıldan beri çalışan işçi işten çıkarıldığında çalıştığı her yıl
için son aylığı kadar kıdem tazminatına hak kazanır. İş sözleşmesi işçinin kusuruyla sona ermediği müddetçe işçi
daima kıdem tazminatına hak kazanır. Fazla çalışma ücreti İş Kanunu madde 41’de düzenlenmektedir. Fazla çalışma
ücretinin, iş davalarında en yüksek miktarlı alacak kalemi olduğunu söyleyebiliriz. İş Kanunu’nda haftalık 45 saati aşan
çalışmalar fazla mesai olarak sayılmaktadır. Hemen hemen bütün işçilerin fazla mesai yaptığı, kanuni düzenlemede
belirlenmiş saatten daha fazla çalıştıkları herkesçe bilinmektedir. Söz konusu fazla çalışma ücretleri ödenmediği
durumda işçi, işverenden bu alacağını her zaman talep edebilir. İşverenin ise işçiye fazla çalıştığı süreler için normal
saatlik çalışma ücretinin 1.5 katını ödemesi gerekmektedir. Maaş (ücret) alacağı; iş akdi feshedildiğinde eksik
ödenmiş veya ödenmemiş maaşları olan işçinin, daima işverenden bunu talep hakkı vardır. İşçinin değil 1 gün, 1 saat
bile ödenmemiş ücret alacağı kalmış ise işçi bunu işverenden talep edebilir. İşçinin haklı nedenle işten çıkarılmış
olduğu durumda dahi bu alacağı işçiye ödenmek zorundadır. İşverenin, işçinin asgari geçim indirimi ödemelerini
yapmadığı durumda işçi geriye dönük olarak 5 yıllık ödemenin tamamını işverenden talep edebilecektir. Bir işçinin
kendisine haber verilmeden ve fesih ihbar sürelerine uyulmadan işten çıkarılması durumunda ise kazanılan en önemli
hak ihbar tazminatı hakkıdır. İşveren işçisini işten çıkarmak istiyorsa ihbar sürelerine uymak zorundadır. İş
Kanunu’nda da açıkça düzenlenmiş olan fesih süresi içerisinde işveren tarafından işçiye, günde 2 saatten az olmamak
üzere iş arama izni verilmesi gerekmektedir. Habersiz işten çıkarılma durumunda ise işçinin ihbar tazminatı alacağı
oluşur. İşveren tarafından bu sürelere uyulmaması durumunda; işçinin işten çıkarıldıktan sonra bu sürelere denk
gelen ücret alacağı kadar tazminat hakkı doğacaktır. Yani bir işçi kendisine bilgi verilmeden işten çıkarıldığı durumda;
işverenden ihbar tazminatını da talep edebilecektir. İşverenin iş akdini feshedeceğini, işçi işe yeni başlamış olsa dahi
en az 2 hafta öncesinde işçiye bildirmesi gerekmektedir. Bu 2 haftalık süre içerisinde ise işçiye günlük 2 saatten az

olmamak üzere iş araması için izin vermesi gerekir. İhbar sürelerine uyulmadığı durumda ise işverenin işçiye,
işyerinde çalışmış olduğu süreye uygun olarak mezkûr kanunda öngörülen ihbar süresi kadar tazminat ödemesi
gerekmektedir. Örneğin, işyerinde işçi 6 aydan az bir süredir çalışmakta ise ve işveren ihbar sürelerine uymadan iş
akdini feshettiyse, işveren tarafından işçiye 2 haftalık maaşı kadar tazminat ödenmek zorundadır.
Öğretmenlerin en fazla canını acıtan noktalardan birisi de kurum yöneticileri tarafından uygulanan psikolojik şiddet
yani mobbing. Peki mobbing sayılan durumlar nelerdir? Öğretmenler hangi şartlarda mobbinge uğramış kabul edilir
sorusunun yanıtı Danıştay'dan geldi. Danıştay verdiği kararda bir öğretmene amirleri tarafından uygulanan
davranışların hangilerinin mobbing olarak değerlendirileceğini karara bağladı. Mobbing, iş yerlerinde, okullarda vb.
topluluklar içinde belirli bir kişiyi hedef alıp, çalışmalarını sistemli bir biçimde engelleyip huzursuz olmasına yol açarak
yıldırma, dışlama, gözden düşürmedir. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/15971 Esas 2014/19538 Karar ve 26.06.2014
tarihli kararında ise mobbingin tanımı detaylı şekilde yapılmıştır. "Mobbingin meydana gelebilmesi için bir işçinin
hedef alınarak, uzun bir süre ve belli aralıklarla sistematik biçimde tekrarlanan, mağdurun karşı koymasına rağmen
yapılan aşağılayıcı, küçük düşürücü ve psikolojik olarak acı veren, işteki performansı engelleyen veyahut olumsuz bir
çalışma ortamına sebep olan tehdit, şiddet, aşağılama, hakaret, ayrımcılık, ağır eleştiri, taciz ve çalışma şartlarını
ağırlaştırma gibi eylem, tutum ve davranışların uygulanması gerekir. Uluslararası Çalışma Örgütü’ne göre de
Mobbingde, hedef alınan kişinin şerefine, kişiliğine, karakterine, inancına, değerlerine, yeteneklerine, tecrübelerine,
birikimlerine, düşüncelerine, etnik kökenine, yaşam biçimine, kültür vb. yönlerine topluca bir saldırı söz konusudur.
Bu saldırı, dedikodu ve söylenti çıkarma, iftira atma, toplum önünde küçük düşürme, hafife alma, karalama,
kötüleme ve yok sayma gibi kişiyi zihinsel, ruhsal, fiziksel ve bedensel olarak etkileyebilecek eylemlerle
yapılmaktadır."
Hangi davranışlar öğretmen için mobbing sayılır? Danıştay 2. Dairesi verdiği kararda, “Öğretmenlere verilen
ders programının haftanın geneline yayılarak öğretmen için bilerek zorlaştırılması, öğretmene birbiriyle çakışan
görevler verilmesi, öğretmenin aynı gün birkaç okula gidilecek şekilde program yapılmasının mobbing (psikolojik
tacizin) göstergesi olduğuna hükmetti. Danıştay İkinci Dairesi Esas No: 2015/6046, Karar No: 2017/6537 ile yukarıdaki
hareketlere maruz kalan öğretmene maddi ve manevi tazminat ödenmesine hükmetti.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?