İçinde millî kelimesi geçen iki tane bakanlık var, bunlardan birisi Millî Savunma Bakanlığı diğeri ise
Millî Eğitim Bakanlığı, bu bakanlıklar o kadar önemliyken ve ülkenin en önemli sorunlarının başında eğitim
gelirken Millî Eğitimde sıklıkla bakan değişikliği yaşanması ve her gelen bakanın bir şeyleri değiştirme
çabasına girmesi sizce olağan mı? Aslında değişmeyen tek şey değişimin kendisidir, tabi ki sistemde aksayan
yerler olduğu zaman değişikliğe gidilmeli ama bunun sıklıkla yapılması her gelenin bir şeyleri değiştirmesi
çokta iyi bir şey olmasa gerek.
Sayın Tekin’in bakan olmasının üzerinden bir yıl geçti. Bu bir yıllık süreç eğer göreve devam ederse 4
yıllık seçim sürecinin yüzde 25’i demek. Peki sayın bakan bir yıllık süreçte ne yaptı? ilk icraatları
öğretmenlikte mülakat uygulamasına geçilmesi ve müfredatın değiştirilmesi oldu. En son açıklamasında ise
sayın bakan öğretmen akademilerinin kurulacağını söyledi. Peki öğretmen akademileri ne demek? Bakanın
yapmayı planladığı düzenlemede KPSS ve mülakat puanına göre öğretmen adayları öğretmen
akademilerinde yaklaşık 2 yıl eğitim görecekler burada başarılı olanların sözleşmeli olarak atamaları
yapılacak. Burada aslında bakanlık öğretmenleri eğitime alarak üniversitede eğitimin ne kadar yetersiz
olduğunu da kabul etmiş oluyor. Gerçekten de her ile bir üniversite sloganıyla ülkemizdeki üniversite
ayısının artması eğitimde kaliteyi düşürmüştür. 25-30 yıl önce çok yüksek netler yapılarak kazanılan
öğretmenlik bölümlerine günümüzde bir iki net ile girilebilmektedir. Yüksek Öğretim Kurulu verilerine
baktım geçen yıl 3 matematik neti ile matematik bölümünü kazanan öğrencilerin olduğunu gördüm.
Matematik bilmeyen birinin matematik neti yapmadan matematik öğretmeni olması ironik bir durum!
Öğretmen akademilerindeki öğretmen adaylarının ücretlerinin ise asgari ücretin bir tık üzerinde olacağı
düşünülüyor. Olayın bir başka boyutu ise bakanlık bir taraftan öğretmenleri yetersi bulup akademiye alıyor
diğer taraftan ise ücretli öğretmenlik dediğimiz ucube bir sistemle işletme mezunlarına, ziraat
mühendislerine, 2 yıllık meslek yüksek okulu mezunlarına öğretmenlik yaptırıyor. Bu çelişkiyi de anlamak
mümkün değil.
Ekonomik kriz nedeniyle tasarruf tedbirleri uygulanmaya başladı kamu yatırımları durduruldu, araç
alımlarında kısıtlamaya gidildi. Kamuda personel alımlarının azaltılması sadece emekli olan personelin
yerine personel alınması planlanıyor. Bu durumda önümüzdeki birkaç yıl öğretmen atamalarının da
azalacağı 15-20 bin civarında alım yapılacağı öngörülmekte. Oysa atanmayı bekleyen yüzbinlerce öğretmen
var. Bu öğretmenlerin özel okullara yönlendirilmesi düşünülebilir ama orada da durum pek iç açıcı değil.
Asgari ücret seviyesinde maaşlar, uzun çalışma saatleri, ödenmeyen ek ders ücretleri, yöneticiler tarafından
öğretmenlere uygulanan mobbingler ve saymakla bitmeyecek sorunlar. Özel sektörde çalışan öğretmenler
geçtiğimiz hafta bakanlık önünde taban maaş uygulaması için eylem başlattılar. Öğretmenlere her
kesimden destek gelse de bakanlık üç maymunu oynuyor. Öğretmenler 2014 yılında ellerinden alınan taban
maaş uyulmasının meclisin gündemine gelecek Öğretmenlik Meslek Kanununda yer almasını talep
ediyorlar. Özel sektörde çalışan öğretmenler üzgün, kırgın ve kızgın! Aynı işi hatta daha fazlasını yaptıkları
kamudaki öğretmenlerin yarısı kadar maaş alamamak, onların sahip olduğu haklara sahip olamamak
öğretmenlerin kalbini kırmış durumda.
Peki Millî Eğitim Bakanı sayın Yusuf Tekin bu durumlar karşısında ne diyor, bakanlığın yol haritasında
ne var, özel sektördeki 200 bin öğretmen için bir düzenleme yapılacak mı? Sayın bakan eski kanunun tekrar
yürürlüğe girmesini sağlamak yerine özel okul sahipleri ile görüştüğünü öğretmenlerin mağdur edilmemesi
gerektiğini kurum sahiplerine ilettiğini söylüyor. Bu çok sığ, yanlış, talihsiz ve yapılmaması gereken bir
açıklama. Sayın bakan hangi okul kurucusu siz söylediğiniz için bir düzenleme yapar? Öğretmenler asgari
ücret düzeyinde maaşla geçim sıkıntısı yaşarken patronların servetine servet katması normal mi?
Öğretmenleri patronların iki dudağının arasından çıkacak söze mahkûm eden bu sistem sürdürülebilir değil.
Sayın bakan siz öğretmenlerin mi patronların mı bakanısınız?