Özel okullarda ve kurs merkezlerinde görev yapan öğretmenlerin sorunları çığ gibi büyüyor. Öğretmenlerin yaşadıkları sorunlardan önceki yazılarımda bahsetmiştim. Ama sorunların biteceği yok gün geçmiyor ki öğretmenler yeni bir usulsüzlük yeni bir mobbing yeni bir sorunla ile karşılaşmasın. Hayalet okullardan tutunda asgari ücretin altında çalıştırılan öğretmenlere, insan onuruna yakışmayan ağır çalışma koşullarından tutun yatırılmayan ya da eksik yatırılan sigorta primlerine. Sorunlar bitecek gibi değil. Bugünkü yazımda yine özel sektörde çalışan öğretmenlerin sorunlarından ve çözüm önerilerinden bahsedeceğim.
. Düşük maaşlar: özel sektörde görev yapan öğretmenler için büyük bir sorun teşkil ediyor. İğneden ipliğe her şeyin pahalandığı, alım gücünün iyice düştüğü, insanların hayatta kalmak için gerekli olan zorunlu ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlandığı bu kriz günlerde maalesef asgari ücretin altında maaşla öğretmen çalıştıran kurumlar var. Hem de öğretmenlere asgari ücreti bile çok gören bu kurumlar Türkiye’de zincir okulları olan yıllardır bu sektörün içinde olan kurumlar. Acaba bu kurumlar isim hakkı verirken bu tarz durumları da düşünüyor mu? Bu zincir okulların tepesindeki yöneticiler kurumlarının bu usulsüz uygulamayı yaptıklarından haberi var mı? Var da bir şey demiyorlarsa bu daha vahim ir durum.
. Sözleşmeye uygun olmayan uygulamalar: özel kurumlarda öğretmenlerle sözleşmeler yıllık olarak yapılır sözleşmenin bir nüshası okulda kalır bir nüshası milli eğitime gider bir nüshası da öğretmene verilmelidir. Ama kaç öğretmen sözleşmenin bir nüshasını alıyor ya da öğretmenlere sözleşmenin bir nüshası veriliyor mu merak ediyorum. Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğine göre bir özel okulda çalışan öğretmen 20 saat maaş karşılığı ve 20 saat ek ders olmak üzere toplam 40 saat derse girebilir. Yani 20 saatin üzeri girilen dersler ek ders olarak öğretmene verilmek zorundadır. Ama hiçbir zaman resmiyette girilen ders saati ile uygulamada girilen ders saati örtüşmez. Öğretmen bırakın 40 saati 50 saate kadar derse girer karşılığını almadan
. Angarya işler: Çoğu kurumda öğretmen asli görevi olan ders anlatmanın dışında kurum tarafından öğretmene dayatılan işleri de yapmak zorunda kalıyor maalesef. Alışveriş merkezlerinde kurumun broşürünü dağıtma, mesai saatleri dışında okula çağırılma, ev ziyaretlerinde bulunarak velilere şirin görünme gibi. Geçen günlerde bir kurumun reklam videosunda öğretmenlerin okula özel araçlarla gelen öğrencilerin araçlardan inmesi için adeta bir hostes gibi aracın kapısını açıp öğrencilere eşlik ettiğine şahit olduk. Ne kadar acıklı bir durum insan onurunu zedeleyen öğretmenliğin saygınlığını yerle bir eden bir uygulama. Bunu yapan kurum sahipleri öğretmeni ne olarak görüyorlar merak ediyorum. Bu durumun öğretmenin sınıf hakimiyetini nasıl olumsuz etkileyeceğini siz tahmin edin.
. Mobbingler: Suç olmasına rağmen birçok okulda hatta Türkiye çapında şubeleri olan zincir okullarda öğretmenler yönetici ve kurum sahiplerinin baskı tehdit ve şantajla işlerini yapamaz hale geldiler. Öğretmenin yaptığı işin sürekli eleştirilmesi, sözünün kesilmesi, yüzüne karşı yüksek sele azarlanması, selam vermemek öğretmeni sözleşme yenilememekle tehdit etmek bir yana öğretmeni velinin önüne yem olarak atmak sistematik olarak öğretmeni rencide etmek küçük düşürmek ekstra işler yüklemek ve öğretmeni mesleğini icra edemeyecek duruma getirmek.
. Kamuda çalışan öğretmenlerin özel de çalışması: Yasak olmasına rağmen bu da büyük bir sorun olarak karşımıza çıkmakta. Kamudaki öğretmenlerin ders saatleri esnek olduğu için özel kurslar doğal olarak bu öğretmenleri çalıştırıyor. Bu durum zaten zor durumda olan özel sektör öğretmenleri veya mezun işsiz öğretmenlerin önünün kapanmasına neden oluyor. Maalesef ki birçok kurumun gizli ortakları arasında okul müdürleri, eğitim müfettişleri hatta milli eğitimde görevli yöneticiler şube müdürleri yer alıyor.
Sözün özü özel sektörde çalışan öğretmenlerin sorunları bitmiyor. Ocak ayında asgari ücrete yeniden zam yapılacak asgari ücretin 8-9 bin civarında olacağı konuşulmaya başladı kulislerde. Özel sektörde görev yapan binlerce öğretmenin maaşı zaten mevcut asgari ücretin altındayken asgari ücretin yarısına düşecek belki de çünkü bazı kurumları tenzih ederek söylüyorum birçok kurum asgari ücret artımını öğretmenlerine yansıtmayacak. Artık öyle bir noktaya gelindi ki öğretmenler özel okullar yerine başka alanlara yönelecekler. Bu durum özel okulların belki de ilerleyen yıllarda öğretmen bulamayarak kepenkleri kapatmasına yol açacak. Özel okul sahipleri şunu öngörebiliyorlar mı acaba? Çözüm net etkin bir denetim caydırıcı cezalar şart. Ama yapan var mı? Geçmişte özel okul sahibi bir insanın milli eğitim bakanı olduğu bir ortamda nasıl bir denetimden söz edebiliriz o da merak konusu. Burada iş öğretmenlere düşüyor Amerika’da bir grup işçinin ağır çalışma koşullarını protesto ederek dünya tarihini değiştirdiği gibi özel sektördeki öğretmenlerde birlik olursa onların karşısında hiçbir güç duramaz yeter ki ayrışmasın birlik olsun ses çıkarsınlar…
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?