Özel okullarda ve Özel öğretim kurslarında on binlerce öğretmen görev yapmakta. Bu öğretmenlerin sorunlarını daha önce yerel ve ulusal basında defalarca dile getirildi. Bu amaçla benimde yöneticilerinden olduğum Dernekler, sendikalar kuruldu. MEB yetkilileri ve siyasi parti yetkilileri ile görüşüldü. Ben de önceki yazılarımda sorunlardan bahsetmeye çalıştım ama gün geçmiyor ki ağızları açık bırakacak yeni bir gelişme yeni bir olumsuzluk yeni bir haksızlık yaşanmasın.
Bugünkü yazımda yine özel sektörde yaşanan sorunlardan bahsedeceğim; Geçtiğimiz ay büyük şehirlerimizden birinde bir özel okulun sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımda öğretmenlerin okula son model araçlarla gelen öğrencileri aracın kapısını açarak adeta bir hostes gibi karşıladığına şahit olduk. Çok tepki gelmiş olacak ki sayfadan bu reklam kaldırıldı ama böyle bir videonun paylaşılması okul kurucularının öğretmeni ne olarak gördüğünü apaçık ortaya koyuyor. Öğretmenin AVM’lerde stant açma, broşür dağıtma öğrencinin indiği aracın kapısını açma, veliyi mutlu etme gibi bir derdinin olmaması öğrencinin hayatına nasıl dokunuş yapacağını düşünmesi lazım. Ama maalesef ki özel sektörde çalışan öğretmenler ekonomik kaygıdan dolayı öğrencilerine tam olarak odaklanamamaktalar. Geçtiğimiz günlerde özel okul ve kurs sahiplerinin oluşturduğu TÖDER (Tüm Özel Kurumlar Derneği) toplantı yapılmıştı. Sosyal medyadan özel eğitim kurumlarının sorunlarının konuşulduğunu belirttiler. TÖDER başkanına sosyal medyadan öğretmenlerin geleceğini de konuştunuz mu diye sordum? Bana verdiği cevap eğitimin temel yapı taşı öğretmenlerdir elbette konuştuk oldu. Tekrar sordum Türkiye genelinde birçok okulda asgari ücretin altında çalışan öğretmenler var bunlar hakkında bir düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz? Tabi ki cevap gelmedi. Asgari ücretin altında öğretmen çalıştırmak hem insani olarak hem vicdani olarak hem de yasal olarak suç. Bunu bile bile yasal sınırın altında bir ücretle öğretmen çalıştırmanın tek açıklaması kaba tabirle öğretmenin sırtından daha fazla kazanmak istemekten geçiyor bence. Olayın bir başka tarafı da fazla çalışmak. İş kanununda haftalık çalışma saati 45 saat olarak belirtilmiştir,45 saat üzeri çalışmalarda kesinlikle ek mesai ücreti ödenmesi gerekmektedir. Özel sektördeki öğretmenler arasında günlük 10 saatten 6 gün 60 saat çalıştırılan ve hiçbir ek mesai ödenmeyen öğretmenlerimiz var. Ve sayıları azımsanmayacak kadar fazla. Bir diğer sorunda sözleşmelerin 1 yıllık olarak süreli düzenlenmesidir. Bu durum öğretmenlerin önlerini görememesine ve devamlı acaba benimle sözleşme yenilenecek mi kaygısı yaşamalarına neden olmaktadır. Yine öğretmen alımlarında kadın öğretmenlere evli olup olmadığı evliyse çocuk sahibi olmayı düşünüp düşünmediği sorulmakta bazı kurumlar tarafından.
Mobbingler, baskılar yıldırma politikaları her sektörde ve kamuda da olmakla birlikte özel okullarda sıklıkla gördüğümüz bir uygulama maalesef. Yine Türkiye’de isim yapmış okullardan birinde şahit olduğum bazı durumlardan bahsedeceğim. Nöbette öğretmenin oturması yasak, cep telefonu ile birisini araması yasak, deneme sınavında ve derste öğretmenin sandalyeye oturması yasak,’’ Öğretmen yorulmaz, öğretmenin başı ağrımaz!’’ öğretmenler odasının kapısının açık olması yasak, Dernek ve sendikalara üye olmak yasak hatta bu okulun en tepesindeki şahıs bir öğretmeni ile bir sonraki yıl için sözleşme imzalamak için dernek ya da sendika işlerini bırakmasını talep ettiğini biliyorum anayasaya aykırı olarak. Ama eleştirirken hakkını da verelim bu kurum özel okullar içinde özlük hakları bakımından en iyilerinden ama burada da başka problemler var. Hem özlük hakları açısından iyi olup hem de öğretmene değer veren kurumlar var mı acaba? vardır mutlaka. Zaten o kurumlara da teşekkürü borç biliriz.
Öğretmenler arasındaki dayanışmanın artırılması için özel sektörde çalışan öğretmenler ÖSÖB-DER (Özel Sektör Öğretmenleri Birlikteliği Derneği) adıyla dernek kurdular. Derneğin öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesi hususunda kamuoyu oluşturacağı ve kurum sahipleri üzerinde bir baskı unsuru olacağı aşikârdır. Türkiye’de yaklaşık 14 bin özel okul var bu okullardaki öğretmen sayısı ise yaklaşık 200 bin özel eğitim kurslarının çoğu merdiven altı olduğu için onların net sayısını bilmiyoruz ama özel okulların 5-6 katı kadar olduğunu düşünmekteyiz. Asıl sorun özel eğitim kurumlarının kurduğu TÖDER neden her şey için karar alıyor da öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesi için çalışmıyor, kendine bağlı olup da öğretmenlere asgari ücretin altında maaş veren üye kurumlarını neden denetlemiyor? Sözün özü özel eğitim sektöründe sorunlar dağ gibi ama kulak asan yok.