USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Suç ve Ceza

19-09-2015

Türkiye’nin doğusu ile batısı gün geçtikçe birbirinden kopmaya başladı.Doğu da yaşayan Türk vatandaşlar artık huzursuz.her gün çıkan olaylar bölgeyi iyice germekte.Devletin orada pasif kalması anlaşılamamakta.

Suç ve cezalarda bile bölgesel farklılıklar uygulanmakta.Doğuda bayrak yakılıyor,milli marşımız ıslıklanıp yuhalanıyor,teröristler yol ortasında askerimizi şehit edebiliyor,dünün teröristi bu günün bilmem nesi yol kesip kimlik sorguluyor.Tutuklanan yok,hesap sorulan yok.Orada her şey serbest.Tamamen terk edilmiş gibi.

Batıya bakacak olursak ta konu ne olursa olsun hakkını arayan vatandaş,zam isteyen memur,zeytin ağacını koruyan köylü,itiraz eden öğrenci coplanıyor,biber gazı sıkılıyor,itilip kakılıyor.Tartaklanarak gözaltına alınıyor.Hele birde bir devlet büyüklerine laf edilmişse vay vay vay..işte orası çıkmaz sokak oluyor.

Neredeyse artık hepimizin birer hukuk adamı gibi takip ettiği “Türk Ceza Kanunları” ise kimler için işliyor, merak etmemek elde değil doğrusu.

Türk Ceza Kanunu

MADDE 302. –

(1) Devletin topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymak, Devletin birliğini bozmak, Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmak, Devletin bağımsızlığını zayıflatmak amacına yönelik elverişli bir fiil işleyen kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.

(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.

(3) Bu maddede tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

MADDE 303. –

(1) Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile savaş hâlinde olan devletin ordusunda hizmet kabul eden, düşman devletin yanında Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı silâhlı mücadeleye giren vatandaş, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Düşman devlet ordusunda herhangi bir komuta görevi üstlenen vatandaş, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.

(4) Savaş zamanında düşman devlet toprağında bulunup da bu devlet ordusunda hizmete alınmak mecburiyetinde kalan vatandaş hakkında, bu nedenle cezaya hükmolunmaz.

MADDE 304. –

(1) Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı savaş açması veya hasmane hareketlerde bulunması için yabancı devlet yetkililerini tahrik eden veya bu amaca yönelik olarak yabancı devlet yetkilileri ile işbirliği yapan kişi, on yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Tahrik fiilinin basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.

(2) Bu madde uygulamasında, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin güvenliğine karşı suç işlemek üzere oluşturulmuş örgütlerin doğrudan veya dolaylı olarak desteklenmesi, hasmane hareket olarak kabul edilir.

(3) Bu maddede tanımlanan suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

Bu maddeler kimler için yapılmış yada uygulanabiliyor acaba?

GÜNÜN SÖZÜ

Yasama, yürütme ve yargı iç içe geçmişse, özgürlükler garantide değilse, anayasa yok demektir, kuvvet kimdeyse o hakimdir.

Jean J. Rousseau

TEBESSÜM

Bir papaz, bir doktor, bir öğretmen ve bir avukattan oluşan sıkı bir arkadaş grubu, yine bir araya geldikleri bir gün, papaz cebinden 30.000 dolar çıkarır ve her birine 10.000 dolar vererek, öldüğünde bu paraların da mezarına gömülmesini onlardan rica eder.
Bir süre sonra papaz ölür. Öğretmen, doktor ve avukat mezarına birer zarf gömerler.
Cenaze sonrası üç arkadaş meyhaneye gidip efkar dağıtmaya karar verir. Boşalan kadehler arttıkça hepsini sıkıntı kaplamaya başlar ve ilk önce öğretmen atlar;
– Arkadaşlar, çok utanıyorum ama itiraf etmek zorundayım. Papazın verdiği paranın bir kısmını okul için kullandım, ama mecburdum. Sonuçta bir hayır işi. Mezara 7.500 dolar bıraktım. Özür dilerim
Doktor kendine ortak bulmuştur;
-Sorma, ben de ne yazık ki 5.000 dolar koyabildim, hastanenin bir takım şeylere ihtiyacı vardı.
Avukat kendinden emin ve arkadaşlarına sinirli;
-Sizlere inanamıyorum, bu yaptığınız çok çirkin! (Ellerini yukarı açarak) Eyy papaz arkadaşım, hiç merak etme ben paranın tamamını gönderdim yanına, 10.000dolar değerinde çek kefenin sağ cebinde, nur içinde yat!!

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?