Yıllar önce ruh hastası bir komşum ile mahkemelik olmuştum. Ciddi şekilde psikolojik sorunları vardı ve bütün bina sakinleri ile sorunlar yaşıyordu. Ailesinin de kendisinden kalır yanı yoktu.Ama iyi giyimli bir adamdı.
Gün gelip bendenize de çatma gafletinde bulunan bu şahsı dava edeyim ve benim nezdim de bina sakinleri de rahat etsin dedim.Ama unuttuğum bir şey vardı çünkü maalesef adam iyi giyimli ve üstelikte mühendis idi.
Duruşma günü geldiğinde şahitlerinde kuvveti ile avukatımız davayı tek celsede kazanıp bu problemli şahsı ve ailesini binadan attırabileceğimizi söyledi. Ama adamımız o gün duruşmaya şık ve üstelik de jöleli gelmişti.
Ve sayın hakimin bana ve şahitlere sert bakışından yola çıkarak tahminlerimizde de yanılmadık ve şık giyimli,mühendis,jöleli ve çocukları.. filan okullarında okuyormuş… şovları ile hakimin gönlünü kazanarak davayı kazandı.Hatta bir bayan komşunun bu ruh hastası ile ilgili farklı bir şikayeti bile dikkate alınmadı.O gün hem toplumsal yargılarımız,inancımız davayı kaybetmiş oldu. Hem de kafalarımızda hakkımızı arayabileceğimiz tek adres olan adalete güven..
Haberin dehşetliğine bakın.Hele de ebeveyn iseniz tepkisiz kalamazsınız ;
“Adana'da, kız öğrencisi G.B.'ye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle tutuksuz yargılanan resim öğretmeni 48 yaşındaki İ.S., iyi hal indiriminden yararlanıp 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.”
Şaka diyeceğim ama ne yazık ki doğru.Sapık ruhlu öğretmen ve iyi hal.Hem de tutuksuz olarak.Sonuca göre de muhakkak 14 yaşındaki çocuk, adamcağızı tahrik etmiştir.Yoksa hiç yapar mı sapıklığı..
Düz mantığında ötesinde neyin kafasını yaşadıklarını tahmin edemediğimiz sayın hakimlerimize soruyoruz. Özellikle kadın cinayetlerinde, çocuk istismarlarında verdiğiniz kararlar, işlenilen suçlar kadar daha da çok canımızı acıtmaya başlar oldu artık. Sizlerin verdiği emsal kararlar yüzünden cinayetler de ve tecavüzlerde neredeyse patlama yaşanıyor. Ölen öldüğü ile kalan da acıları ile yaşamak zorunda bırakılıyor.Sokaklar ise cezadan iyi hal ile yırtmış başka kurbanların peşinde dolaşan sapıklara bırakılıyor.
Sizin iyi hal dediğiniz mahkeme salonlarında el pençe durmanın karşılığı ise, o zaman binlerce insanın katili Öcalanı’ da gelin affedelim. Oda duruşma salonun da sakin durmuştu. Hatta takım elbise bile giymişti. Yada ne kadar katil,hain,hırsız ne varsa...hepsini salalım gitsin.Nasıl olsa hepside duruşmalara takım elbiseli ve süklüm püklüm geliyorlar.
Sizlerin verdiği can acıtan kararlar yüzünden, insanlar artık sapıkların cezası için içerideki mahkumlardan, kesecekleri cezalardan,hapishane kanunlarından medet umar oldular ya..
İşte tam da orası kırılma noktası,hukukun halkın gözünde güvenilirliğinin düştüğü yerdir..
GÜNÜN SÖZÜ
Adalet güzeldir, fakat “emir”lerde olursa daha güzel olur.
HZ. MUHAMMED(SAV)
TEBESSÜM
Bir mahkeme salonu düşünün... Bir davada tanıklık etmesi için kürsüye yaşlı bir teyzeyi çağırırlar.
Kadın yerine oturur ve davalının avukatı kadına yaklaşır...
- Bayan Jones... Beni tanıyor musunuz? Yaşlı teyze yanıt verir:
- “Ah evet Bay Williams sizi çocukluğunuzdan beri tanıyorum. Siz taa o zamanlar bile aileniz için tam bir baş belasıydınız. Sürekli yalan söylüyorsunuz, karınızı komşunuzla aldatıyorsunuz, en yakınım dediğiniz insanların arkasından konuşuyorsunuz, 2 dolar fazla kazanmak için herkesi satarsınız...”
Davalının avukatı başta olmak üzere bütün salon şok olur. Adam ne yapacağını bilemez bir halde kadına tekrar sorar :
- Peki Bayan Williams, ya karşı tarafın avukatını tanıyor musunuz?
Kadın yine yanıtlar:
- “Elbette tanıyorum. Çocukluğunda ona dadılık yapmıştım.. Tembel, ödlek ve alkolik adamın tekidir.. Etrafında bir tek dostu yoktur ve herkes onun hala geceleri altına kaçırdığını söylüyor..”
Yine herkes şokta.. Bütün salonu bir uğultu kaplar..
Hâkim kürsüye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafın avukatını da kürsüye çağırır ve ikisine de eğilmelerini söyleyerek kulaklarına şunu fısıldar...
- “Eğer bu kadına beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız ikinizi de harcarım.”
