Bir yıl kadar önce röportaj yaptığım Suriye’li bir bayan doktorun bizlere bakış açısı..Suriyelilere vatandaşlık hakkı verme sevdasında olanlar için bir kez daha yayınlıyorum.Görün bakalım koynumuz da kimleri besliyoruz…
Türklerden nefret ediyorum.. Sizler kötüsünüz!
Bir köşeye çekilmiş, çevresine nefret dolu bakışlar atan bir kadın. Kendisine atılan her sempatik bakışı ilgisizce geri çeviriyor. Her an pençelerini çıkarıp saldırmaya hazır aslan gibi öfkeli ve nefret dolu.
Bana Merve diye seslenişlerin etkisinden olsa gerek, göz göze geliyoruz.Uyarılara aldırmadan yaklaşıp iletişim kurmak istiyorum bu Arap güzeli kadınla.Ama arada öylesine bir duvar var ki, aşmak için epey uğraşıyorum.”Gazeteciyim seni dinlemek istiyorum”, deyince çözülmeye başlıyor; ama şartı var.Resim yok, soyadı yok.Korkuyor.Türkiye’deki muhaliflerin kendisine ve ailesine zarar vermesinden korkuyor.Adaş olduğumuz Suriye asıllı Afari Merva ile yaptığım röportaj, göz ardı ettiğimiz önemli gerçeklerin farkındalığı açısından çok önemli..
_Adınızı öğrenebilir miyim?
_ Suriyeliyim ve kadın doğum hastalıkları uzmanıyım.Gerçek soyadımı söylemek istemiyorum.Siz bana Afari Merva deyin. Muhalifler tarafından ailemin ve benim zarar görmemden korkuyorum. Siz zaten düşmanlarımızla işbirlikçisiniz. Ülkemizi mahvedenler, sizin topraklarında ve desteğinizle bizleri ve halkımızı katlediyorlar. Evlerimiz yıkıldı. İşlerimizden olduk.Yakınlarımızı kaybettik.Sizin başkanınız dış güçlerle ortak hareket ederek,ülkemize sahip olabilmek için bizi bu korkunç savaşa sürükledi.
_Beşer Esad yanlısısınız, bu gayet açık belli oluyor.Ama sürekli bizi suçlayacağınıza kendi politikalarınızı neden sorgulamıyorsunuz? Ne yani, çok mu mükemmel bir lideriniz var? Esad Ailesi yıllarca sizi çok mu güzel yönetti? Sivillerin üzerine bomba atılması,çocukların masumların katledilmesi..Beşer Esad çok mu masum yani?
_Onun iktidarı elinden alınmak istenildi. Oysa harika bir liderdir. Ülkeyi de çok iyi yönetiyordu.İç işlerimizde karışmakta kimseye düşmez.Hele size asla.Biz size karıştık mı hiç bugüne kadar?Ama sizin derdiniz bizim topraklarımızı elimizden almaktı.Sizler kötüsünüz.Ve biz Türklerden nefret ediyoruz.
_Eşiniz ne iş yapıyor?
_Adını açıklamam ama Suriye’de tanınan bir iş adamıydı savaştan önce. Beşer Esadın’ da en yakınlarından.
_Şimdi anlaşılıyor sizdeki bu Beşar Esad sevgisi. Liderlerin yakınında olanlar, güçten her zaman nemalanırlar. Tabi siz bunu kaybettiniz. Yoksa Esad yönetiminden zulme uğrayanlar çokta sizi ilgilendirmemiş.
__Bizde zulüm yoktu.Bu Amerika’nın ve yakın dostu sizin liderinizin görüşü.Huzur içinde yaşıyorken sizler huzurumuzu bozdunuz.Bu Suriye Halkı tarafından unutulmayacaktır.
_Bize karşı öfkelisin, nefret ediyorsun ve ama yinede yaşamak için Türkiye’yi seçmişsin. Başka ülkeleri neden tercih etmedin?
_ Kendi ülkemize çok yakın diye tercih ettik. İstanbul’da özel bir klinikte çalışıyorum. Eşim de Suriye ye gidip geliyor.
_Gördüğüm kadarıyla durumunuz iyi. Çalışabiliyorsunuz da. Bizlere minnettar olmanız gerekmez mi?Sonuçta sizin gibi nicelerini sorgusuzca kabul ettik.
_Türklere minnet duymak mı? Asla! Bütün bu yaşadıklarımızın sorumlusu sissiniz. Sizler kötüsünüz. Türklerden nefret ediyorum. Yaşadıklarımızın sorumlusu siz ve yöneticileriniz.
_Sizi kabul edip kapımızı açtığımız için mi tüm bu hakaretler?
_Beş çocuğum var. Sizin okullarınıza gidiyorlar. İtilip kakılıyorlar. Aşağılanıyorlar. Dayak yiyorlar. Sizler bizi sevmiyorsunuz.
_Ama sizlerin çocuklarına sınavsız istediğiniz okula girme imkanı tanındı. Bizim çocuklarımız o okullara girebilmek için nasıl emek veriyorlar biliyor musunuz?Haksızlığa tepki olması normal değil mi?Ayrıca farklı dil ve kültür yapısındaki iki milletin bir arada zoraki tutulması sorunun asıl kaynağı..
_Kadınlarımızı seks kölesi gibi kullanıyorsunuz. Utanmadan satın alıyorsunuz.
_Ben Gaziantep’te yaşıyorum ve gazetecilik yapıyorum. Kadınlarınız yüzünden evlilik kurumlarımız sarsıldı, boşanmalar arttı. Kumalık hızla yayılıyor Gençlerimiz arasında ahlaki çöküntüler başladı.Ve teklifler de ne yazık ki karşı taraftan, hep sizden geliyor.Arz-talep meselesi.
_İnsanımız aç ve evsiz kalınca başka ne yapsın?..
_Bak Afari, devletimiz Suriyeli sığınmacılar için kamplar yaptı. Ama sende git bak. Bomboş. Kimse kalmak istemiyor. Sıkılıyorlarmış. Bizim ekipleri toplayıp kamplara götürüyor ama kaçıp yine şehre iniyorlar. Ne yapalım,size eğlence mekanlarımı temin edelim? Benim halkımdan evi barkı olmayan,sokaklarda yaşamaya çalışan o kadar çok fakirim var ki!
_Erkeklerimizi çok ucuza köle gibi çalıştırıyorsunuz, sömürüyorsunuz. Ben de doktorluk yapıyorum ve az bir para elime geçiyor. Bizleri kullanıyorsunuz.
_Sizlerin yüzünden bizim insanımız iş bulamıyor. Hatta hazır işinden oldu. Fiyatları düşüren de sizlersiniz.Gençlerimiz işsizlik yüzünden bunalıma girmiş durumda.Asıl zararı gören bizleriz.
_Ne yani aç mı kalsın insanımız?
_Biz zengin bir ülke değiliz. Bizim işsizimiz fakirimiz çok fazla. Ama bizde kanaat vardır,şükür vardır.Hatta fakirimiz kendi bir lokmasını bile lokmasını dahi aç komşusuyla paylaşır.Bizim gönlümüz zengindir.Sen yabancı bir ülkede hem çalışabiliyorsun hem de güzel Hatay’ ımız da tatil keyfi yapıyorsun. Üzerine de hakaret..Gerçektende bizden çok farklısınız.
_Hatay aslında bizimdi. Siz zorba Türkler buraları elimizden aldınız.Ama göreceksiniz çok sürmeyecek tekrar bizim olacak..
_Umarım en kısa sürede savaş biter ve sizlerde ülkenize geri dönersiniz.
_Bu saatten sonra artık çok zor. Savaş bitse bile artık Suriye eskisi gibi olamaz. Tıpkı Irak’ta olduğu gibi; yıkık, güvenliği olmayan,karışık bir ülke.Bizler geri dönmeyi düşünmüyoruz. Çoğunlukta benim gibi düşünüyor.Ama sizlerin bizlere yaptıklarınızı da asla unutmayacağız. Yaşadıklarımızın sorumlusu sizlersiniz. Çocuklarımızda bu nefretle büyüyorlar.
_Bak Afari; Biz Türkler düşene yardım ederiz. Ama diyen düşmanda dokunmayız. Cömertiz;ekmeğimizi paylaşırız.Hırkamızı çıkarır, garibe giydiririz.En önemlisi de nankör asla değiliz.Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır, diye meşhur bir atasözümüz vardır. Misafirimize bize hakaret etse de ses çıkarmayız.Ama en önemlisi de ne biliyor musun?Bizim bir Kurtuluş Savamız var.Hazır buradayken okumanı tavsiye ederim.Biz de kadın, savaş olunca erkeğiyle bir olup cepheye gider, asker gibi savaşır. Ülkesini de asla terk etmez. Aç kaldığında ekmeğini taştan çıkarır, fuhuş yapmaz. Ayrıca ülkesinde savaş varken başka ülke de lüksüne devam edip, tatil beldelerinde dolaşıp ekmeğini yediği insanlara hakaret hiç etmez.Sizde şunu iyi bilin ki,hangi düzenle topraklarımıza yerleştirilmiş olmanız bizi alakadar etmez.Bizler sizin gibi vatanımızı asla terk etmeyiz. Ne olursa olsun, toprağımızdan da vatanımızdan da asla vermeyiz, vazgeçmeyiz!
TEBESSÜM
Zengin bir Arap kalp ameliyatı geçirecekmiş. Doktorlar ameliyat sırasında bir tedbir olarak bir miktar kan depolamak istemişler. Ama bu Arab'ın kanı çok nadir bir kan imiş. Bütün dünyayı arayıp taramışlar ve sonunda Kudüs'te yaşayan bir Yahudi de bu kanın olduğu anlaşılmış. Yahudi kanı vermeyi kabul etmiş ve ameliyat yapılmış. Ameliyattan hemen sonra zengin Arap,kendisine kan veren Yahudi ye teşekkürleri ile beraber müthiş bir otomobil ve bir milyon dolar para göndermiş. Bir kaç ay sonra Arab'ın bir kere daha ameliyat olması icap etmiş.Doktorlar yine Yahudi'yi aramışlar ve Yahudi'de tekrar kan vereceğini söylemiş. Arap yine ameliyat edilmiş. Ancak bu defa kendisine kan veren Yahudi'ye bir teşekkür notu ile bir kutu Şam baklavası yollamış. Çok daha kıymetli hediyeler ve para bekleyen Yahudi bu işe çok bozulmuş. Kan
verdiği Arap zenginine bir telefon açıp, neden bu kadar cimri davrandığını sormuş.Arap kahkahalar atarak şu cevabı vermiş - Ya habibi, gözümün nuru. Artık damarlarımda Yahudi kanı dolaşıyor!
