USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

TUVALET GAZETESİ

10-09-2018

İskender Fahrettin Sertelli.
Bu ismi medyatik olmadığı için birçoğumuz bilemeyebiliriz. Ben de bilmiyordum. Bir araştırma yaparken tesadüfen denk geldi.

Gazeteci. Hem de müthiş bir gazeteci. Sayısız kitapları var. Günümüzdeki gazeteciler gibi kitapları eleştirel de değil. Edebi ve kültürel kitaplar ayrıca tarih dergisi…

Harf devrimi yazarı.
Latin harflerle ilk tarih dergisini çıkarıyor ve zamanın Milli Eğitim Müdürü onun için “yeni harflerin en çok çalışanı” diyor.
Entelektüellikte ve yazarlıkta örnek alınabilecek bir kişilik.

Onun yaşamı ve dünyaya bıraktığı eserler ile ilgili kısa bir bilgiden sonra asıl meselemize gelelim:
“Kağıt Zammı”

Yüzde 50’yi bulan bir artış ile birlikte sayfa sayısını azaltan ya da renkliden siyah beyaza geçen gazeteler, zammı fiyatlarına yansıtan dergiler, zaten az bir kitleye ulaşan ve zamlarla birlikte fiyatlarını arttıran kitapevleri, yayın evleri..
Kapanmak üzere olan ve hatta şu an belki de kapatmış olanlar bile vardır.

Bir kısım medya bu artışı çığlık çığlığa duyurdu, haberini yaptı. Ama bazıları var ki, bu zamlar sanki başka ülkedeymiş gibi duyarsız kaldı…

Okuyucu kesimi az bir kitle olduğu için, halktan da tepki fazla çıkmadı kağıt zammına. Gazeteler, gazeteciler istediği kadar yırtınsın dursun. Çok küçük sayıdaki duyarlı kişiler dışında pek bir ses seda duyulmadı.

Ne zamana kadar? Başka bir kağıda zam gelene kadar. Ne zaman tuvalet kağıdına zam geldiği duyuldu, o zaman kağıtla silinen yerler yırtıla yırtıla bağırılmaya başlandı:
“Bir tane tuvalet kağıdı şu kadar olmuş, eyy hükümet duy bu sesi!”
Bu sefer acıtmış, sesini duyurmaya çalışıyor..
Zımpara kağıdı tek çare.

Şimdi gelelim tekrar üstat İskender Fahrettin Sertelli’ye.
Hepimizin bildiği hatta çoğu kez ironisini yaptığımız “gazoza ilaç atma” filmlerinin konu babası.
Bir kitabında eroinin yurt dışından nasıl geçirildiğini, doğu ya da güneydoğudan nasıl taşınıp Ankara, İstanbul gibi şehirlere taşınıyor orada insanlara özellikle de gençlere nasıl aşılandığını işliyor. Üstelik bunu harf devriminden sonra, Latin harflerle yazarak anlatıyor.

Devlet kanadından bu işle ilgisi olanları, polisin nasıl görmezden geldiğini roman diliyle detaylarına kadar işliyor. Ve tabi gece kulüplerinde gençlerin nasıl tuzağa düşürüldüğünü de.

Bu konu ile ilgili çok film çevrildi. Başka başka oyuncular tarafından işlenerek beyaz perdeye aktarılmıştı.

Ama o koca senaryodan, koca filmden, koca uyuşturucu trafiğinden bizim aklımızda yer eden sadece “gazoza ilaç atma” ya da bir kere uyuşturucu enjekte edilen gencin tekrar istemesi ve bunun için akılları zorlayan şeyler yapması. Hatta alıştırılan kişi eğer kadın ise, kadınlığını satması.

Uyuşturucuyu ülkeye sokup insanlara pazarlayana kadar ölümlerin bile mubah kılındığı bir yolculuk var. Hem de çok karanlık ve çetrefilli bir yolculuk.

Bizim aklımızda kalan ise “gazoz”.
Bu nedenle birçoğumuzun İskender Fahrettin Sertelli’yi tanımaması çok normal.
Bu nedenle gazete kağıdına değil de tuvalet kağıdına gelen zamma tepki vermemiz çok normal.

Ve işte yine bu nedenle, Uyuşturucu trafiği denilince aklımıza Sertelli değil de, gazoza atılan ilaç gelir.
Ve işte yine bu nedenle, kağıt denilince aklımıza gazete-kitap değil de tuvalet kağıdı gelir.
Ve yine işte bu nedenle, kağıda zam denilince aklımıza SEKA değil de, dış güçler gelir.

Mevzu derin, mideden tuvalete kadar uzanan bir yolculuk bu. Muhteviyatında Latin harf ve okuma yazma barındırmaz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?