USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

YALNIZ YAŞAYAN KADINLAR

07-09-2018

Çok şey yazıldı, çok şey söylendi yalnızlık için. Kimilerine göre güzeldi yalnızlık. Kimilerinin de şikayetlendiği bir durum. Bu konuda hepimiz destan yazarız kendimize göre.
Konumuz yalnız yaşayan kadınlar olduğuna göre biz bu doğrultuda ele alacağız yazımızı.

Kadın :
- Boşanmıştır
- Eşi ölmüştür
- Hiç evlenmemiştir
- Kendi tercihidir...

Günümüzde kadınlar eskiden olduğu gibi erkek egemenliğine boyun eğmiyor artık. Okumuşu da okumamışı da bir şekilde kendi gereksinimleri için iş alanlarında yer alıyorlar.

TÜİK Kasım 2017 Temel İşgücü Göstergeleri veri tabanına göre ülkede 15 yaş ve üzeri toplam nüfus 60 milyon 223 bin. Bu nüfusun 30 milyon 399 bini kadınlar ve 29 milyon 824 bini de erkeklerden oluşuyor.

İşgücü olarak nitelendirilen nüfus ise 31 milyon 790 bin; bu sayının 10 milyon 287 binini kadınlar ve 21 milyon 503 binini erkekler oluşturuyor. İstihdam edilen nüfus içerisinde ise toplam 8 milyon 904 bin kadın ve 19 milyon 612 bin erkek var.

Bu sayıları oransal olarak değerlendirdiğimizde büyük bir eşitsizlik gözümüze çarpıyor; çünkü 15 yaşın üzerindeki toplam nüfus içerisinde istihdam oranı erkeklerde %65,8 olmasına rağmen kadınlarda bu oran %29,3 seviyesinde kalıyor.

TÜİK'in bu verilerine bakılırsa çalışan kadın oranı çok düşük. Bir de kayıtlarda olmayan kadınlar var. Kimi hasta ya da çocuk bakıyor, kimi temizliğe gidiyor, bazıları boşanıp baba ya da annelerinin aylıklarını alıyor.

Örnekleri çoğaltabiliriz. Kısaca kadının gözü giderek açıldı ve erkek egemenliğine "son" demek için yalnızlığı seçiyor. Çok da iyi ediyorlar...

NEDEN AZ OKUYORUZ ?

Diğer ülkeler ile kıyaslandığında ülkemizde kitap okuma oranını bir hayli düşük.
Bunun birçok nedeni var:
-Okuma yazma oranı diğer ülkelere göre ülkemizde daha düşük.
-Kitap okumak zorunlu bir görev gibi düşünülüyor.
-İnsanlar sosyal medyaya daha çok zaman ayırıyorlar, bu yüzden de daha az okuyorlar.
- Anne ve babalar okumadıkları için çocuklarına okumayı aşılayamıyorlar.
- Kişide okuma isteği az olduğu için okumak istemiyor.
- Kitap fiyatlarının yüksek olması. ( Asgari ücretle geçinenleri, evine ekmek alacak parayı zor bulanları unutmamalıyız. )
- Artık yeni bir bahanemiz daha var. Kâğıt pahalandı, kitap fiyatları iki katına çıktı.
- Okumak, kültürel değerlerimizde yok. Her şeyi kulaktan duyma öğrenmeye tercih ediyoruz.
TÜİK verilerine göre basılı kitap sayısı her geçen gün artıyor ancak bu durum aynı oranda bir okuma durumu olduğu anlamına gelmiyor. Elektronik kitaplar da dahil Türkiye’de 2008 yılında yaklaşık 32 bin adet kitap basılmış. Bu sayı, 2014 yılında 50 bini geçmiş.
Kişisel ihtiyaçlar listesinde kitap okumak 235. sırada yer alırken televizyon izlemeye ayrılan süre 6 saat, internet kullanımına ayrılan süre ise 3 saat olarak açıklandı.
Araştırmaya göre en çok kitap okuyan ülkelerin başında yüzde 21 ile Fransa ve İngiltere geliyor. Hemen ardından yüzde 14 Japonya, yüzde 12 ile de ABD. Türkiye’de ise bu oran %0.01.
Dünya genelindeki oranlarına baktığımız zaman ülkemizin durumu bir hayli üzücü.

Sözün özü: OKUMUYORUZ !
Okumanız,okutmanız ve okutturmanız dileğiyle...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?